“Barışı kanla değil mürekkeple imzalamak istiyorduk”

Mornin Post yazarı Grace Ellison, birkaç defa Türkiye’ye gelmiş, İngiliz bir gazetecidir.

1922'de Ankara’da Mustafa Kemal'le ilk karşılaşmasını ve yıllar içinde Türkiye'ye yaptığı diğer ziyaretleri ve onunla görüşmelerini birçok makalesinde ve Türkiye üzerine yazdığı kitaplarda aktarmıştır.

“Paşanın açık havadan yanmış, resmi yapılacak güzellikteki tenine çoğu kadın hayran kalırdı ama gözlerinin delici, sert denebilecek bakışları, size ne söylemek istiyorsanız açıkça, sükunetle söyleyip lafı fazla uzatmadan gitmeniz gerektiğini de unutturmayacak nitelikteydi. Çok pratik ve enerjik olmakla birlikte sesinin çok güzel bir tınısı vardı. Fransızcayı seçkin sözcüklerle konuşuyordu. Türkçede ise usta bir konuşmacı olduğu belliydi. Karşımda bir fatihin yüzü ve ifadesi, sesinde ise gün görmüş, kültürlü bir ton vardı.”

Ellison, 1922 yılının sonbahar aylarında, Ankara’da Mustafa Kemal'le ilk karşılaşmasını yukarıdaki cümlelerle anlatıyor.

Ellison daha sonra bir başka yazısında Mustafa Kemal’le görüşmesini de şöyle aktarmakta:

- Size parlak tarihî zaferiniz hakkında kutlamalarımdan başka bir şey getirmedim. Keşke Napolyon’a ait bir eser getirseydim.

- Ne diye getirecektiniz. Napolyon, beni diğer askerlerden daha başka ilgilendirmez.

- Sizin Napolyon’a çok sevginiz olduğunu söyleniyor.

- Bu garip söylenti nereden çıktı? Napolyon ve stratejisi hakkında araştırmalarda bulundum. Ancak diğer herkes hakkında aynı araştırmaları yaptım. Sakarya Savaşını Osterliç ile karşılaştırmak bir övgü sayılmaz. Ben Napolyon’u hiç sevmiyorum. Çünkü Napolyon her şeye kendi kişiliğini sokardı. Mücadelesi belli bir dava için değildi, kendi kişiliği içindi. İşte bu nedenle bu gibi adamlar için kaçınılmaz olan yıkıma uğradı.

- Başarılar kazanacağınızdan kuşku duyduğunuz oldu mu?

- Hiçbir zaman. Elimizde savaş gereçleri bulunmadığı zamanlarda bile işin bugünkü sonuçları olacağını düşünmüştüm. Taarruzumuzu ertelememize neden, kan dökmemekti. Bu amaçla saldırıdan önce Fethi Bey’i Londra’ya gönderdik. Barışı kanla değil, mürekkeple imzalamak istiyorduk.

***

Napolyon benzetmesi

Atatürk’ün Napolyon’la ilgili bir başka görüşü de Hasan Ali Yücel’in kaleminden şöyle aktarılmakta:

General Tawsand 12 Haziran 1922 tarihinde Adana'ya geldi. Kendisine o vakit haber almada çalışan deniz yüzbaşılarından Cemil refakat subayı olarak atanmıştı. General bir gece Adana'da Bursa Oteli'nde kaldı. Ve ertesi günü özel trenle Konya'ya geçti. O günün akşamı saat 9'da Mustafa Kemal, Tawsand'la görüşmelere başladı. Tawsand görüşmeler esnasında kendince yaptığı bir benzerliği Mustafa Kemal'e bildirerek:

- "Siz Napolyon'a benziyorsunuz." dedi. Mustafa Kemal bu benzerliği geri çevirerek:

- "Napolyon arkasına bir sürü çeşitli milliyetteki insanı toplayarak macera aramaya çıktı. Ve bunun içindir ki, yarı yolda kaldı. Ben bir anadan bir babadan gelen kardeşlerimle kendi vatanını kurtarmak dâvası yolundayım. Ve başaracağım." karşılığını verdi.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları