Boğazın incisi Erguvan mevsimi

Yahya Kemal Beyatlı ‘Hayal Şehir’ şiirinde;

Git bu mevsimde, gurub vakti, Cihangir'den bak!

Bir zaman kendini karşındaki rüyaya bırak!

der.

Ben de size, gidin bu mevsimde Boğaziçi’nin Anadolu yakasını, hem denizden hem de karadan gezin derim. Zira şu sıralar İstanbul Boğazının simgesi Erguvanların çiçek açtığı zaman. O yeşillikler arasındaki mor renkli görüntüsüyle büyülemekte.

Evet sevgili okuyucularım, İstanbul’un rengi, boğazın incisi erguvanların çiçek açma vakti. Tarih boyunca İstanbul’un simgesi olan erguvanlar, pembe ve mor renkleriyle boğazı boydan boya sararak adeta mor zümrüt gibi süslemekte.

Erguvan hakkında sizlere çeşitli kaynaklardan toparladığım bazı bilgiler vermek isterim. Erguvanın özelliği çiçeğinin yaprağından önce çıkması.

Aramiceye “argvana", Arapçaya da “ercuvani" ve eski Türkçeye “argavan" diye geçmiştir.

Günümüze kadar gelen hikâyeye göre İsa’ya ihanet eden havarisi Yehuda, İsa’nın çarmıha gerilmesinden hemen sonra kendisini bir erguvan ağacına asar. Daha önceleri beyaz açtığına inanılan erguvan ağacı Yehuda’nın pişmanlığından dolayı kendine has morumsu rengini almıştır. İngilizce’de ise erguvan ağacı Judas Tree (Yehuda Ağacı) ismiyle bilinmektedir.

Asırlar öncesinden gelen, doğal güzelliğin timsali erguvanların tarihi mitolojik çağlara dayanıyor. Mitolojik anlamda erguvan; Yunan efsanelerinde adı geçen Medusa’ya benzerliği ile Türk efsanelerindeki Şahmeran ile ilişkilendirilir

Yine anlatılanlara göre Erguvan ağacının mor renginin doğal yollarla elde etmesi oldukça zor olduğu, güç ve zenginliği tercih ettiği için imparatorluklarda krallar hariç kimse erguvan rengi taşıyan pelerini takamazdı.

İstanbul'da kendiliğinden yetişen bir tür olmasının dışında, her sene nisan ayının ortasında yapraklanmadan önce çiçek açar erguvanlar. Kendine has renkleriyle nadide ağaçlardandır. Erguvanların ana vatanı ise Güney Avrupa ve Batı Asya olarak biliniyor. Türkiye'de Ege ve Marmara bölgelerinde yoğun olarak görünür.

Doğu tıbbında erguvanın tohumları damar açıcı olarak kullanılmıştır. Amerika yerlileri ise kabukları ve köklerini kaynatarak kusma, bulantı, ateşe karşı şifa olarak kullanmışlardır. Yine tarihte anlatıldığı üzere, erguvan çiçeği ekşi bir lezzet katması için salatalara konurmuş.

Evet benden bu kadar. Size düşen en kısa zamanda, çiçeklerini dökmeden İstanbul’un simgesi Boğaziçi’nin bu prensesini ziyaret etmeniz.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları