Mehmet Eroğlu imzalı polisiye üçlemesinin (Kötü Adamın On günü ve Meraklı Adamın On Günü) birinci filmi olan İyi Adamın On Günü, mafya adamları, insan kaçakçıları ve sadist katillerin dünyasına adım atan ve iyi bir adam olmak için çabalayan özel dedektif Sadık''ı konu alıyor. Filmin yönetmenliğini Ezel, Karadayı, İçerde gibi popüler dizilerden tanıdığımız Uluç Bayraktar üstlenirken, son zamanlarda yapılan polisiye türünde dikkat çekici yapımlardan biri olmayı başarıyor ve sinemasal açıdan bu türdeki boşluğu da doldurmaktadır.
İyi Adamın On Günü filmi Sadık karakterinin iyi biri olması üzerine kurulmuştur. Hatta filmi izlerken Sadık karakterinin etrafındaki kişilerin izleyici de rahatsız etmesi Sadık karakterinin ne kadar iyi olduğunu göstermektedir. Bir zamanınlar evli ve mutlu olan bu iyi karakter, karısının işlediği bir suçu üzerine alması sonucu hayatı değişir. Eşi için cezaevine giren Sadık, cezaevinden çıktığında ise onun için artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. Karısı kendisine ihanet etmiş ve başka biri ile evlenmiştir. Sadık için kayıp sadece karısı değil yaşam sevinci gibi birçok şeyi de kaybetmiştir. Ortalama yedi yıl boyunca hiçbir şeyden keyif alamayan Sadık, bir gün arkadaşından gelen bir teklif üzerine değişir. Bu teklif günlerdir haber alınamayan Yeter adlı kadının oğlunu (Tevfik) bulmasıyla ilgilidir. Bir yandan Tevfik''in peşine düşen Sadık, bir yandan da kendisini insan kaçakçılıklarının, katillerin kısacası mafyanın içinde bulur ve Tevfik''i bulma yolunda gördüğü tüm acımasızlıkların karşısında adaleti sağlamaya çalışacaktır.
TDK''ya göre adalet kavramının dört çeşit anlamı bulunmaktadır. Bunlardan biri: "Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme, doğruluk." Öyle ki Sadık karakteri film boyunca bazı haksızlıkları görüp adaleti kendi sağlamaktadır. Mesela Pınar''ı Macit''ten kurtarıp ve kendisine para bırakılmasını sağlaması, fahişe olan komşusunu filmdeki mafyayı kullanarak kurtarması gibi ayrıntılar Sadık''ın bir şekilde adaleti sağladığını göstermektedir. Hatta bu adaleti sağlama uğruna filmin sonuna doğru kötülüğü de kullanacaktır. Filmin kendi önermesi olan ''''iyi bir adamın bile adaletin peşine düştüğünde kötü adama dönüşebiliyor'''' sözleri de bu durumu desteklemektedir. Nitekim Sadık, Rezzan ve onun yeni kocası Arif''i kandırarak kendisine hapse girmesi karşılığı teklif edilen paraya el koyması bunun açıkça bir göstergesidir. Sadık film boyunca şahit olduğu ve gördüğü haksızlıklar karşısında kendi yöntemini kullanarak adaleti sağlıyor ve bunu da bazen iyi olarak bazen de kötü olarak yapıyor. Filmin sonunda ise Sadık olmaktan çıkıyor Adil olmaya karar veriyor. Sinematografisi, konu anlatımı ve oyuncu kadrosuyla iyinin de ötesine geçen İyi Adamın On Günü polisiye türünde Türk filmleri arasında farklı olmayı başarıyor. Şimdiden diğer serileri de merakla bekliyoruz.
