‘Lozan, efsanenin son sahnesi’
Değerli okuyucularım önceki yazımda Lozan Antlaşması’nın 100. Yılını ve dönemin Hariciye Vekili İsmet İnönü’nün, Atatürk’ün verdiği altın dolmakalemle imzaladığı, Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedinin öyküsünü anlatmıştım.
Bugün sizlere İstanbul’da yapılan bir panelden söz etmek istiyorum. Şişli Belediyesi’nin ev sahipliğinde yapılan; Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, Prof. Dr. İlber Ortaylı, Emekli Büyükelçi Mustafa Oğuz Demiralp, İsviçre’nin Ankara Büyükelçisi Jean Daniel Ruch ve İnönü Vakfı’ndan Zeynep Bilgehan’ın katıldığı “Barış Yüzyılı” adı verilen panelde, Lozan Antlaşması farklı açılardan ele alındı.
Panelde bir konuşma yapan Prof. Dr. İlber Ortaylı, Lozan Antlaşması hakkında ileri geri konuşanlara gerekli cevabı şu sözleriyle veriyordu: “Lozan konusunda birçok şey söyleniyor. Karadeniz kahvelerinden, Orta Anadolu kahvelerine ve İstanbul meyhanelerine kadar herkes tarihçilik yapıyor. Kendilerine göre yorumlar yapıyorlar. Lozan’ın 100 yıllık süresi olduğu söyleniyordu. 100 yıl doldu, bir şey olmadı. Lozan’ı imzalayan devletlerin de sesi soluğu çıkmadığı gibi, itirazları da olmadı. Lozan’ın gizli maddeleri varmış, öyle şey olmaz. Okumuyorlar, fikir öne sürüyorlar. Türkiye’de çok iptidai bir tarih ve çağdaş tarih anlayışı var. Bu inanılmaz bir biçimde cereyan ediyor. Yani, bunun hiçbir ölçüsü yok. Lozan da bunun son örneği. Bu anlayıştan kurtulmamız lazım.”
***
Emekli Büyükelçi Mustafa Oğuz Demiralp konuşmasında Lozan’ın Atatürk’ün Samsun’a çıktığı tarih olan, 19 Mayıs 1919’da başlamış olduğuna vurgu yaptı.
Demiralp daha sonra konuşmasını, “Aslında bu macera bir efsanedir. Efsanenin son sahnesi ise Lozan’dır. Burada şunu vurgulamak istiyorum; her milletin her devletin kurucu efsaneleri vardır. Bunların çoğu da savaştır; şu zaferi kazandı, bu savaşı kazandı diye anlatırlar. Türkiye için sadece Kurtuluş Savaşı kurucu efsane değildir, aynı zamanda Lozan diplomatik zaferi de kurucu efsanesidir. Bu bakımdan Lozan’daki diplomatik zaferin anlamı evrensel bir boyuttadır. Bizim de buna sahip çıkmamız gerekir” diyerek tamamladı.
İsmet Paşa nazik ve ileri
görüşlü bir insandı
Panelde son olarak konuşan İnönü Vakfı’ndan ve İnönü Ailesi’nin 4. kuşak temsilcisi gazeteci yazar Zeynep Bilgehan da İsmet İnönü’nün hayatından kesitler sundu. Bilgehan, Mevhibe İnönü’nün Lozan anılarını da aktardı. Bilgehan’ın aktardığı şu anekdot ise paneli dinleyeme gelen konukları oldukça duygulandırdı: “İsmet Paşa Lozan’da ikinci tur görüşmeler için eşi Mevhibe Hanım’ın da kendisine eşlik etmesini istemektedir; ancak Mevhibe Hanım, kapalı bir muhitte yetişmiştir. Sokağa geleneksel Osmanlı kıyafetleriyle çıkan bir kadındır. İsmet Paşa kendisini de Lozan’da götürmeyi teklif ettiğinde o zaman 26 yaşında olan Mevhibe Hanım’ın rengi atıyor: ‘Paşacığım, size inanıyorum ve hak veriyorum. Çoğu yöneticilerin ve komutanların hanımları geliyor. Biz de aramızda konuşuyoruz, bu böyle gitmez diye; ancak benim bu yaşa kadar gördüklerimin tersini yapmam çok güç. Eminim yeni kuşaklar, sizin görüşlerinize çok daha iyi uyacaklardır.’ İsmet Paşa eşinin elini bırakıp ayağa kalkıyor: ‘Yeni hayata birlikte başlamak için sizden cesaret istiyorum. Desteğinize muhtacım, Lozan’da beni bundan mahrum bırakmayın, lütfen.’ İsmet Paşa böyle nazik ve ileri görüşlü bir insandı.”