Betondan tabutlarda yaşıyoruz
Merhabalar sevgili okuyucularım, bugün 28 Şubat tarihinde de bütün Türkiye’yi derinden sarsan deprem faciaları hakkında birkaç kelam etmek istiyorum.
Bildiğiniz üzere ülkemiz birkaç farklı fay hattının üzerinde bulunuyor ki bu da her an her yerde depremin bizi yakalayabileceği anlamına geliyor.
Bu gün alınan bir kararla, 28 Şubat depreminde yerle bir olan Hatay’daki tarihi meclis binasının yeniden inşa edilecekmiş.
Konut inşası hızla devam ederken, depremden zarar görmeyen batıdaki büyük metropollerde ‘güya’ kentsel dönüşüm devam ediyor.
İnşaatla uğraşanlar ya da belediyelerde çalışanlardan bazen duyuyorum, insanlar çürük olduklarını bildikleri halde evlerini kentsel dönüşüm kapsamında yenilemek istemiyor, işi yokuşa sürmek için elinden geleni yapıyor.
Kahramanmaraş merkezli depremin acıları henüz bu kadar tazeyken bu yaşananların anlamı ne?
İnsanlar birkaç kuruş ceplerinden para çıkmasın diye ya da evleri küçülmesin diye kendi çürük tabutlarında yaşamayı tercih ediyorlar. Bunun sebebi ne?
28 Şubat depreminde hayatını kaybeden on binlerce insan… Benzer bir depremin Maramara’da, İstanbul çevresinde olduğunu düşünsenize.
Onlarca milyon insan, nüfus yoğunluğu fazla olan bu bölgede yaşanabilecek bir felaketin acı bilançosunu arttırmak mı amaç? Neden kendimize, ailemize, sevdiklerimize bunu yapıyoruz?
Lütfen gerekeni yapalım, çünkü biz gereğini yapmazsan deprem doğası gereği gerekeni yapacak…