Yanıklar Kasabası üzerinden şık bir Türkiye alegorisi
Uluslararası arenadan birçok ödül ile dönen ve Kültür Bakanlığı''nın senaryo için verdiği ödeneği geri istemesiyle daha da popüler hale gelen film, Türkiye''deki erkek egemenliğinden, siyasi otoriteden, cinsellik gibi birçok konuya değinmektedir. Tepenin Ardı filmiyle de politik göndermeler yapan yönetmen, bu filmiyle bu alanda giderek uzmanlaştığını görmekteyiz. Kurak Günler filmi, çekim kalitesi ve anlatımıyla Türkiye''nin önemli yönetmenlerinden Nuri Bilge Ceylan''ın filmlerinde görmeye alışık olduğumuz sinematografisi kadar kalitelidir. Zira vantilatör sahnesinde Ceylan''ın Üç Maymun filmine gönderme yaparak yönetmenin Ceylan''ı selamladığı söylenebilir. Kurak Günler filmi Yanıklar Kasabası''nın kuraklık sorunlarıyla uğraşan savcı, belediye başkanı, bir gazetecinin ve kasabanın tanınmış kişisi etrafında yaşanan kavgaları konu alıyor.
Filmin başlarında kasabaya atanan azimli Savcı Emre''nin (Selahattin Paşalı) kasabaya gelişine otobüsten inişine ve halkla tanıştırılmasına tanık oluyoruz, savcı gelir gelmez birçok usulsüzlüklerle uğraşmak zorunda kalıyor. Daha sonra belediye başkanı savcıyı yemeğe davet ediyor. Savcı ise bu davete ilk başta sıcak bakmaz ama daha sonra kasabanın kadın hâkimi olan Zeynep''e (Selin Yeninci) danışması ve Zeynep hâkimin böyle şeylerin normal olduğunu belirtmesi üzerine Savcı Emre yemeğe katılıyor. Ne var ki belediye başkanı yemek başlamadan işim var diyecek ve gidecektir. Savcı, orada bulunan diş hekimi ve avukat ile baş başa kalır ve savcı kendisi için kurulan rakı masasında sarhoş olur ve kendini kaybeder. Sersemlemiş bir şekilde kendine gelen savcı, zekâ geriliği olan Pekmez (Eylül Ersöz) isimli bir kadının tecavüze uğradığını öğrenir. Film bu dakikadan sonra bir anda polisiye gerilime dönüşecek ve Savcı Emre bir şeyleri hatırlamaya çalışıp tecavüzcüleri bulmaya çalışacaktır.
Yönetmen tecavüze uğrayan kadın karakterinin zihinsel engelli olmasına özellikle dikkat çekiyor, bu gibi olayların Türkiye''nin söz sahibi adamları tarafından ilgisizlikle karşılandığını belirtiyor. Yine kasabanın kadın hâkimi olan Zeynep ise yeterince kendini geliştirememiş, kendini gerçekleştirmemiş olarak gösterilmesi, erkek egemen toplumu temsil etmektedir. Harttman''a göre zira ataerkil sistem, toplum içinde gelişen sosyal ilişkilerde erkeğe üstünlük tanır ve erkeği daha güçlü kılar. Kurak Günler filminde kadın karakterler otoriteler tarafından apaçık şekilde kenara itilmektedir ve tüm bu sahneler ile muazzam şekilde Türkiye''nin ataerkil haritası çizilmektedir.
Öte yandan halkın sorunları için belediye başkanını savcıya şikayet eden gazeteci, seçimleri kazanması için savcıyı halka düşman eden ve halkı oyalayan bir belediye başkanı. Gittiği yemekten sonra tecavüz suçlamasıyla karşı karşıya kalan bir savcı. Liderlik, otoriteyi sağlama, öteki, psikolojik sorunlar ve yaşanan yolsuzluklar herkesi obruklarına çekiyor ve filmi diplomatik bir yapıta çeviriyor.
Adaletsizlik, ahlak, kandırılma, yolsuzluk, usulsüzlük, cinsiyetçilik gibi birçok konuya değinen Kurak filminde çoğu şey belirsiz ve muğlaktır. Hatta ne gerçek ne değil bilinmiyor ve bazı şeyler karanlıkta kalıyor fakat toplumla ilgili her şey kesin ve nettir. Yani günümüz Türkiye''sinde yaşanan yolsuzluklar ve usulsüzlükler karşısında birey, ya yozlaşmıştır ya da suç ortağıdır.