CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, Habertürk Yazarları Nagehan Alçı ve Nasuhi Güngör ile gazeteci Cem Küçük’ün de yer aldığı programda Uğur Poyraz ülke gündemine ilişkin önemli ve dikkat çeken açıklamalar yaptı.
Kobani davasından çıkan karara ilişkin açıklamalarda bulunan Uğur Poyraz, ilk olarak 6-7-8 Ekim’de yaşanan ve kamuoyunda Kobani olayları olarak bilinen olayları hazırlayan süreci anlattı.
6-7-8 EKİM OLAYLARINA GİDEN SÜREÇ
Poyraz, 2012'de dönemin MİT Müsteşarının terör örgütünün sözde lideri Abdullah Öcalan ile bir araya gelmesinin, Öcalan’ın mektubunun okunmasının, akil insanlar heyetinin kurulmasının, askeri operasyonların valilik iznine bağlanmasının ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çözüm süreci karşıtı mitinglere başlamasının aynı döneme geldiğini hatırlattı.
Daha sonraki süreci anlatarak konuşmasına devam eden Uğur Poyraz 2013'de ise dönemin başbakanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın akil insanlar heyeti ile görüştüğünü ve aynı yıl adında kürdistan ibaresi geçen bir derneğin kurulduğunu hatırlattı.
"DAĞ FARE DOĞURDU"
30 Ağustos 2013'te demokratikleşme paketi kapsamında özel okullarda Kürtçe’nin serbest bırakılırken, Andımızın kaldırıldığını söyleyen Uğur Poyraz “Dağ fare doğurdu” diye konuştu.
6-7-8 Ekim olayları sonrasında 19 Ekim’de dönemin başbakanı olan Ahmet Davutoğlu’nun akil insanlar heyeti ile tam 11 saatlik bir görüşme yaptığını anımsatan Uğur Poyraz, “Dönemin müsteşarı bebek katili Öcalan'la görüşüyor, bebek katili Öcalan 15 Ekim’de yeni bir aşamaya geçildiğini söyleyerek adım atılacağını açıkladıktan sonra 21 Ekim 2014’te üç askerimiz sivil kıyafetliyken şehit edildi” diye konuştu.
“BU KRONOLOJİ KAMUOYUNDAN SAKLANIYOR”
28 Şubat 2015’te İmralı heyetinde yer alan dönemin HDP milletvekilleri Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder, İdris Baluken’in Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal ile Dolmabahçe Sarayı’nda bir araya geldiğini vurgulayan Uğur Poyraz, bu kronolojinin kamuoyundan devamlı suretle saklandığının altını çizdi.
Poyraz “Dolmabahçe görüşmelerinin 6-7-8 Ekim olaylarından sonra oldu, çoklu gözaltılar ne zaman oldu 25 Eylül 2020’de... Yani bu yaşananlardan 6 sene sonra. Yaşanan bunca olaydan sonra gözaltı, 2 ay sonra dava ve 3.5 yıl sonra karar çıktı.” tespitinde bulundu.
İmralı heyetinin içinde olan dönemin HDP’lileri kast ederek “Bu üç şüpheli ile sizin Dolmabahçe’de ne işiniz var? Başbakan yardımcısının, İçişleri Bakanı’nın ve AK Parti Grup Başkanvekilinin 6-7-8 Ekim olaylarının baş şüphelileriyle sizin Dolmabahçe Sarayı’nda ne işiniz var?” diye sordu.
AK Parti’nin temel siyasetinin elini yıkayıp çıkmak olduğunu söyleyen Uğur Poyraz, AK P’arti'nin düne dek FETÖ ile olan taşeronluk ilişkisini hatırlatıp Ergenekon sürecini hatırlattı.
Uğur Poyraz, “Çözüm sürecini 2012’den başlayarak yürütüldü, 6-7-8 Ekim olaylarından sonra dahi Meclis’te ve idarede buna uygun süreçler yönetildi ve şimdi elini yıkayıp çıktı. Bu AK Parti’nin temel siyasetidir” dedi.
Uğur Poyraz, Kobani davasından çıkan karara ilişkin hukuki bir yorumu ise gerekçeli kararı ve kanıtları görmeden yapmanın uygun olmayacağını dile getirdi.
YUMUŞAMA SÜRECİ AÇIKLAMALARI
Yumuşama süreci hakkında da açıklamalarda bulunan Uğur Poyraz, “Yumuşamayı liderler ya da siyasetçiler üzerinden değil medya ve sosyal medya üzerinden çıkan yorumlar üzerinden değerlendiriyorum. Bunu da siyasetin yargının üzerinde oluşturduğu baskının, yumuşama tartışmaları adı altında kamuoyunun bilinçaltındaki düşünceleri yansıttığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
"BU VAHŞETİ KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİL"
Kobai davasında yargılamanın geciktiğini de vurgulayan Uğur Poyraz “Bu vahşeti onaylamak da kabul etmek de mümkün değil ancak o gün yargılanmalılardı, 6 yıl sonra iddianame yazılıp yargılama olmaz. Bu yargılamayı geciktirmenin hiçbir mazereti yoktur. Elini yıkayıp çıkmak dışında mazereti yoktur” dedi.
Poyraz, sözlerini “12 bin hakim savcı 15 Temmuz’dan sonra aslan gibi paşa gibi ortalıkta gezdiler. 6-7-8 ekimden sonra devletin hakimi, savcısı polisi, istihbaratı oturur bu işin şablonunu çıkarır devlete bilgi verir. 6-7-8 ekimden sonra başbakanı akil insanlarla görüşmez, MİT müsteşarı İmralı’ya gitmez” diyerek sonlandırdı.
Müsavat Dervişoğlu’nun normalleşme hakkında yaptığı açıklamalar hatırlatılan poyraz, “Sayın genel başkanımızın yaptığı açıklamalar, izahı muhtaç açıklamalar değil. Çok net, adresine doğru edilmiş kelamlardır” diyen Sayın Dervişoğlu’nun normalleşmeye bakışı hakkında şu şekilde konuştu:
“Normalleşme bir iki genel başkanın ya da birden fazla başkanın ziyareti değildir. Normalleşme bu ülkede hukukun işlemesi adaletin tecelli etmesidir. Tüm dünyada toplumların en hassas olduğu konuların başında emekliler gelir. Emeklilerimiz torunlarına harçlık veremezken, Avrupalı emekliler ülkemize gelip 5 yıldızlı otelde tatil yapıyor.
Sayın Dervişoğlu’nun normalleşmeden kastı budur. Normalleşme atanamayan öğretmenler diye bir sorunun, 21. yüzyıl Türkiye’sinde olmamasıdır.”
Alınan tasarruf kararları kapsamında alınan sadece emekliler kadar memur alınması hakkında konuşan Poyraz, “Önümüzdeki 3 yılda mezun olan gençler ne olacak? İktidarın tamam vicdanı sızlamıyor ama biz muhalefet olarak hangi konularda sessiz kalmalıyız? Muhalefetin temel görevi iktidara karşı halkın avukatlığını yapmak ve doğruları söylemek değil midir?
Milyonlarca emekli 10 bin lirayla yaşamaya çalışıyor. Dört depo benzin parasına emeklilere yaşayın diyorsunuz“ ifadelerini kullandı.
Uğur Poyraz, atanamayan öğretmenler sorununa da değinerek son 20 yılda 20 bine yakın köy okulunun kapandığını hatırlattı.
Sözlerine devam eden Poyraz, “Taşımalı eğitim diye bir garabet getirildi, köyler boşaltıldı; tarım yaş ortalaması 61. Köylerde üretim yapılamıyor çünkü köyde okul yok. Ailenin orada kalmasının da bir anlamı yok” ifadelerini kullandı.
“BUNUN ADI NORMALLEŞME DEĞİL ANORMALLİĞİ KABUL ETTİRMEKTİR”
Normalleşme tartışmaları hakkında sözlerine devam eden Poyraz, “İki genel başkanın görüşmesi normalleşme değil. Bizim ne kan davamız ne husumetimiz var? Bu kadar zaman ortamı gereceksiniz, insanları teröristlikle örgüt üyelikleriyle itham edeceksiniz. Biz de geçtik bu yollardan. Bir sabah cumhur ittifakına davet edildik, bir sabah uyandık teröristiz.
Tasarruf paketlerinde kimin vergi borcuyla ilgili kararlı bir takip var? Yeni mezun olan çocukların önünü kapatıyorsunuz. Vatandaş nasıl yaş haddinden emekli olacak? Emekli olursa maaşı düşecek.
Bunun adı normalleşme değil anormalliği kabul ettirmektir. Bize kara kışı yaşatanlara baharmış güneşmiş börtü böcekmiş, İYİ Parti’den böyle bir şey beklemesinler” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davet teklifi yaparsa yanıtınız ne olur sorusuna ise,
“TBMM’ye gelen kanun tekliflerinde konuşuyoruz, televizyon programlarına çıktığımızda tek tek Türkiye’nin sorunlarını anlatıyoruz. Bizim şahsi bir problemimiz yok, bizim siyasi parti olarak milletin sorunlarını çözmeye çalışıyoruz.
Bize elbette gelebilirler, partinin kapıları kapalı değil. Ancak sayın Cumhurbaşkanı, siz Türkiye’nin sorunlarını bilmiyor musunuz da genel merkezlerde Türkiye’nin sorunlarını konuşacaksınız.” şeklinde yanıt verdi.
28 ŞUBAT SANIKLARINA AF KARARI HAKKINDA YORUM
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanan Resmi Gazete ile birlikte 28 Şubat Davası sanıklarına af çıktı. Bu kapsamda Çevik Bir, Fevzi Türkevi, Erol Özkasnak ve Çetin Doğan’a af getirildi.
Poyraz bu konuya dair değerlendirmesinde, “Kararların tamamını 1 yıl önce alınmış raporlara dayanıyor. 2023 yılında ATK’nın verdikleri raporlara rağmen 1 yıldır hiçbir karar almamış olması insanı tutumdan bir yana insanı bir dramdır. Bu raporların hepsi Adalet Bakanlığı’na da intikal ediyor. 1 yıldır hiçbir işlem yapılmamış olması bir dramdır” dedi.