Sağlık Bakanı Memişoğlu’ndan maymun çiçeği hakkında kritik açıklama! Türkiye’de görüldü mü?

Sağlık Bakanı Memişoğlu’ndan maymun çiçeği hakkında kritik açıklama! Türkiye’de görüldü mü?

Tüm dünyayı endişelendiren maymun çiçeği hakkında Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, “Bakanlık olarak alarmdayız” diyerek dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, maymun çiçeği virüsüne karşı tüm tedbirleri aldıklarını belirterek, "Aşısından testine kadar neler yapılacağı konusunda bakanlık olarak alarmdayız. Ama şu net ki şu anda ülkemizde yok, görülmedi" dedi.

Bakan Memişoğlu, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) bu hastalıkla ilgili acil durum ilan ettiğini ve ülkelerin kendi önlemlerini almalarını tavsiye ettiğini belirterek, "Bilim Kurulu'nu toplayarak bir rehber yayımladık. Bu rehberde hem hastalıkla ilgili bilgilendirmeler yapılıyor hem de bir vaka durumunda ne yapılması gerektiği anlatılıyor. Ayrıca, aşı ve testlerle ilgili de gerekli hazırlıkları yaptık. Bu durum, toplumun panik yapmasını gerektirecek bir boyutta değil. Sağlık altyapımız Covid-19 ve deprem gibi felaketlerle test edildi, bu nedenle her türlü duruma hazırız. Dünyanın örnek aldığı bir sağlık hizmeti sunuyoruz ve şu anki durumumuzda paniğe gerek yok, planlamalar ve yakından takip ile devam edeceğiz" dedi.

97192.jpg

"SALGINA DÖNÜŞMEZ"

Hastalığın temas yoluyla bulaştığını ve solunum yoluyla bulaşmadığını vurgulayan Bakan Memişoğlu, "Bilim insanlarımızdan aldığımız bilgilere göre, Covid-19 gibi geniş çapta bir salgına neden olmayacağı öngörülüyor. Tek tük vakalar görülebilir, bu bir salgına dönüşmez. Şu anda ekstra bir önlem almamız gerekmiyor" diye konuştu.

97192-1.jpg

"İNŞALLAH GELMEZ, GELİRSE GEREĞİNİ YAPARIZ"

Memişoğlu, maymun çiçeği ve çiçek hastalığının aynı virüs ailesine mensup olduğunu belirterek, "Bu iki hastalığın aşıları ve tedavileri birbirine benzer. Çiçek hastalığı artık dünyada yok; ancak 1980'lere kadar çiçek aşısı yapılmıştı. DSÖ'nün önerileri doğrultusunda 1980'den sonra aşı uygulaması durduruldu. Bilim insanları, çiçek aşısının bu hastalığa karşı da etkili olabileceğini söylüyor, fakat virüsün nasıl bir seyir izleyeceği konusunda araştırmalar devam ediyor. Şu anda ülkemizde herhangi bir vaka tespit edilmedi.

97192-3.jpg

Hastane acillerine başvurarak 'maymun çiçeği mi oldum' diye endişelenen vatandaşlarımız oluyor, fakat bu konuda yaptığımız testler ve muayeneler sonucunda şimdiye kadar herhangi bir tanı konulmadı. Eğer bir vaka tespit edersek, gerekli önlemleri alacağız, izolasyon dahil. İnsanlarımızın bu konuda panik yapmaması gerektiğini, sağlıkçılar olarak her türlü tedbiri aldığımızı belirtmek isterim. İnşallah ülkemize gelmez, gelirse de gereğini yaparız" dedi.

'AFRİKALI ÖĞRENCİLER İÇİN ÖZEL BİR TEDBİR ALINMAYACAK'

Afrikalı öğrencilere yönelik özel bir tedbir alınıp alınmayacağı sorusuna ise Memişoğlu, "Şu anda böyle bir tedbir gerekmiyor. Virüsün seyrine göre politikalarımızı güncelleyebiliriz, ancak şu an için ekstra bir önlem alınmasına ihtiyaç yok. Covid-19 sırasında da benzer durumlar yaşandı, o dönemde de Çin'den bekliyorduk ama ilk vakalar Avrupa'dan geldi. Bu nedenle, hastalığın nereden geleceğini tam olarak öngörmek zor. Çok hareketli bir dünyada yaşıyoruz ve her türlü önlemi almaya çalışacağız. Şu an için ekstra bir önlem düşünmüyoruz. Bu tür hastalıkları yakından takip etmek gerekiyor; çünkü anlık, saatlik, günlük değişiklikler olabilir. Virüs kendini değiştiren bir mikroorganizma, özellikle Covid-19'dan sonra dünya bunu deneyimledi. Sağlık sistemimiz olarak süreci yakından izliyoruz" şeklinde yanıt verdi.

b-shutterstock-2158713019.jpg

"AŞIYI ÜRETECEK GÜCÜMÜZ VAR"

Bakan Memişoğlu, virüsle ilgili yürütülen test ve aşı çalışmalarına da değinerek, "Elimizde eski virüs suşları var ve bu suşlarla ilgili PCR testi yapabilme kapasitemiz mevcut. Yeni bir suş ortaya çıkarsa, onunla ilgili de test kiti üretebilecek kabiliyete sahibiz. Covid-19 sürecinde dünyada aşı üretebilen 7 ülkeden biri olduk ve bu deneyimle her türlü aşıyı üretebiliriz. Aşı üretimi konusunda iddialıyız ve insan gücümüzle birlikte sektörümüz de bu kabiliyete ulaşmış durumda. Endemik bir hastalığın aşısının tedariki için şu anda özel bir çaba harcamıyoruz, ancak gerektiğinde hem tedarik edebilecek hem de üretebilecek gücümüz var. İnsanların bu konuda tedirgin olmasına gerek yok, aşı üretimi konusunda kararlıyız ve gerekli adımları atacağız. Bunun için çalışmalarımız devam ediyor" ifadelerini kullandı.

"SINIR KAPILARINDA ÖZEL ÖNLEMLER ALINDI"

Sınır kapılarında özel bir önlem alınıp alınmadığı sorusuna ise Bakan Memişoğlu, "Rehberin yayınlanması, sınır kapılarındaki personelin de hassasiyet göstermesini sağlamak için yapıldı. Virüs, ilk 4-5 gün belirti vermeyebilir, ancak bulaşma riski taşır. Kapılarda alınan önlemler bu durumu tamamen engelleyemeyebilir. En azından cilt lezyonlarını tespit edebilecek personelin daha hassas olması gerektiği konusunda bilgilendirme yaptık. Gümrüklerde bu konuda bir hassasiyet söz konusu, fakat şu anda özel bir kısıtlama ya da önlem almıyoruz. Toplumsal farkındalık sağladığımız gibi, sınır kapılarındaki personelin de bu konuda daha dikkatli olması için çalışmalar yapıyoruz. Her türlü önlemi aldık, kısıtlama uygulamıyoruz" şeklinde yanıt verdi.

"3. BASAMAK ALIŞKANLIĞIMIZI DEĞİŞTİRMELİYİZ"

Bakan Memişoğlu, hastanelerdeki yoğunlukla ilgili bir soruya yanıt verirken, 2002 yılında bir vatandaşın sağlık sistemine yılda ortalama 2 kez başvurduğunu, aynı yıl OECD ortalamasının 6, Avrupa Birliği (AB) ortalamasının ise 5,8 olduğunu belirtti. Şu anda OECD ve AB ortalaması aynı kalırken, Türkiye'de bu sayının 11,2'ye yükseldiğini belirten Memişoğlu, "Sağlık sistemine erişim kolaylaştı ve bu durum, daha çok 3. basamak sağlık hizmetlerinin kullanılmasıyla sonuçlandı. Ancak toplum olarak 3. basamağa olan bu alışkanlığımızı değiştirmemiz gerekiyor. Bunu sağlamak için hem sistemsel bir düzenleme yapmamız hem de toplumsal bilinç oluşturmalıyız. Aile hekimliğini sadece reçete yazdırmak için değil, tedavi amaçlı da kullanmamız gerekiyor" dedi.

"1 VE 2. BASAMAĞI 3. BASAMAKLA ENTEGRE EDECEĞİZ"

Aile hekimliğini güçlendirmeyi hedeflediklerini vurgulayan Memişoğlu, "Hastaneye gitmeyi gerektirmeyen bir hastalığın tedavisini aile hekimliğinde yönetebiliriz. Bu konuda toplumun da talepte bulunması önemli. Doğru yerde, doğru zamanda, doğru tedavi uygulamamız gerekiyor. 1. ve 2. basamağı 3. basamakla entegre edeceğiz ve bu yönde bir farkındalık çalışması yapacağız. Şu an için kısıtlama düşünmüyoruz, aile hekimliğini güçlendirdikten sonra belli kısıtlamalar getirebiliriz. Teşvik ve bilinçlendirme ile birlikte ödüllendirme de yapacağız. Hem hastalarımızı hem de sağlık çalışanlarımızı iyi çalışan sistemi ödüllendirecek bir program uygulayacağız. 'Şehir hastanesine gittim, hazır dahiliyeye gelmişken bir de cerrah görsün, bir de göz doktoru görsün' gibi düşüncelere sahip olanların, bu hizmetlerden yararlanmanın bir bedeli olacağını düşünüyoruz" diye konuştu.

"SONUÇ-DEĞER BAZLI SİSTEME GEÇECEĞİZ"

Randevular konusunda farkındalık oluştuğunu ve onay isteminin bu oranı artırdığını belirten Memişoğlu, "2018'de baktığımız hasta sayısı, 2023'te baktığımız toplam hasta sayısından %30 daha azdı. 2023'te sağlık sisteminde 990 milyon 600 bin kişiye hizmet verdik. Bu sayıyı optimize etmemiz gerekiyor. Gereksiz test, ilaç ve film isteklerini azaltarak, 'sonuç-değer' bazlı bir sisteme geçmeyi planlıyoruz. Hastaların başka yerlere başvurmasını engelleyecek şekilde tedavi sürecini sahiplenmeliyiz" ifadelerini kulandı.

İlgili Haberler
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.