Afrika'dan gelen yabancı öğrenci tehlikesi
Savaş bahanesiyle ülkeye doldurulan Suriyeliler, sınırdan kaçak olarak geçen Afganlar, Pakiler, Rusya-Ukrayna savaşı bahanesiyle Antalya’yı işgal eden Rus ve Ukraynalılar (yeterince olmasa da) gündeme getirilirken medyada hiç yer verilmeyen Afrika kökenli yabancıların ülkeye verdiği zarar hiç konuşulmuyor.
Avrupa için tampon bölge olan Türkiye’de, yabancı öğrenciler; en az Suriyeli sığınmacılar ve sınırdan illegal yollarla geçen kaçaklar kadar sorun yaratıyor.
YÖK’ün 2014’e kadar 15 ülkeyle olan anlaşması, 2014’den sonra 39 ülke ile daha yapılarak 54 ülkeye yükseltildi.
Özellikle bu 39 ülkeye Afrika ülkelerinin eklendiğini üniversitelerin öğrenci kontenjanına baktığımızda çok rahat bir şekilde görüyoruz.
Büyükşehirlerdeki üniversitelerde yabancı öğrenci yoğunluğu görülmezken özellikle küçük şehirlerde olan üniversitelerde yabancıların nüfusa oranla yoğun olması Anadolu’nun ve Karadeniz’in demografik yapısının yapay bir el aracılığıyla değiştirildiğini gözler önüne seriyor.
Örneğin; Türkiye’de en çok yabancı öğrencinin bulunduğu şehir İstanbul’ken, en çok yabancı öğrenciyi bünyesinde bulunduran üniversite ise Karabük Üniversitesi.
2013-2014 eğitim öğretim yılında yabancı uyruklu üniversite öğrenci sayısı sadece 48 bin 183’tü.
Yabancı öğrenci sayısı, 2015 yılından sonra anlaşmalı ülke sayısının 54’e yükseltilmesiyle, 2022-2023 döneminde 301 bin 694’e çıktı.
YÖK Başkanı Özvar’ın “Şu anda 54 farklı Afrika ülkesinden tüm eğitim düzeyleri için üniversitelerimizde öğrenim gören 50 binden fazla öğrenci bulunuyor.” ifadeleriyle ortaya koyduğu gerçeğin bir sonucu da son 10 yılda Türkiye’de 4 kat artan HIV pozitif kişi sayısı.
Dünyada giderek azalan bir hastalığın Türkiye’de sabit olmayan bir hızla artmasının nedeninin en çok HIV hastası barındıran Afrika ülkelerinden gelen yabancılar olduğunu söylemek kimilerine göre ırkçılık olsa da kabullenilmek istenmese de gerçek bu.
Çünkü Afrika’dan öğrenci olarak gelen zenciler, İstanbul Aksaray’da gettolaşmış bir durumda ve kadınlar fuhuş yaparken erkekler de bu fuhuş üzerinden “kadın ticareti” yaparak kazanç sağlıyor.
Türklere el ayak çektirilen Taksim’de bulunan caminin önünde bile onlarca fuhuş yapan zenci kadın bulunduğu iddia ediliyor.
Sanki ABD’de yaşıyormuşuz gibi gereksiz bir zenci hassasiyeti bulunduran pek hümanist söylemler sonucunda Türk Tabipler Birliği dahi HIV’in yükselmesinin nedenini açıklamıyor.