Türkiye, 2024’ün ilk gününe hilafet sesleriyle başladı.

İstanbul Fatih’te "Şehitlerimize Rahmet, Filistin'e Destek, İsrail'e Lanet" yürüyüşü yapıldı.

Yürüyüşün adında “şehitlerimize rahmet” denildiğine bakmayın bu yürüyüşe katılanlar, birkaç yıl öncesine kadar Türk askeri şehit olduğunda onu şehit olarak kabul etmeyenler…di.

Ki hala da bu zihniyette devam edenler var.

Türkiye Gençlik Vakfı’nın (TÜGVA) öncülüğünde düzenlenen yürüyüşe damatlar, iktidarın bakanları, vekilleri, valisi, başkanları, yöneticileri gibi birçok AKP’li katıldı.

Valiliğin izin verdiği yürüyüşte IŞİD bayrakları ve hilafet bayrakları açıldı.

Yetmedi! Hilafet çağrıları yapıldı.

Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya yönelik bu çağrılar, AKP’nin son seçimi de kazanmasıyla artık daha açık bir şekilde yapılmaya başlandı.

Anayasal düzene karşı suç işleyen bu kimseler desteklenirken, hilafet bayrağı açan İsmail Aydemir’e yumruk attığı iddia edilen Yıldız Teknik Üniversite öğrencisi E.A. ise tutuklandı.

Nasıl olur da ülkemizde katiller, hırsızlar, uyuşturucu tacirleri ve tecavüzcülerin cirit atmasına izin veren bir yargı sistemi varken bir genç, yumruk atma iddiasıyla hapis cezası alır?

Türkiye’de bugüne kadar yumruk attığı için hapis cezası alan birini gördünüz mü?

Kuveytli turiste yumruk attığı için tutuklanan Türk’ten başka?

Göremezsiniz.

Çünkü bu suçun cezası, para cezasıdır.

Hatta çok durumda bu ceza da ertelenir.

Mademki AKP iktidarında bir yumruk dahi tutuklama sebebi olabiliyor.

O zaman neden öğrenci E.A.’ya polisin yanında hiç çekinmeden tokat atan İsmail Aydemir tutuklanmadı?

Türk hukuku, adalet yerine intikamı mı esas alıyor?

Muhalif vatandaşlar, iktidarın hoşuna gitmeyen herhangi bir paylaşım yapınca anında tutuklanıyor.

Ancak hilafet çağrısı yapan ve sosyal medya hesabında Atatürk’e Cumhuriyet’e hakaret eden İsmail Aydemir hakkında işlem yapılmıyor.

Yargı sistemi göz göre göre Cumhuriyet düşmanlarını kollayan, AKP’nin ise vatandaşların sırtında sopa olarak kullandığı bir araca dönüştü.