Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Muhammed Hasan Şeyh Mahmud, Somali Konsolosluğu’na ait olan araçla motorkurye Yunus Emre Göçer’e göz göre göre çarptı ve Göçer’in ölümüne sebep oldu.

Aynı gün Göçer hastanede entübe haldeyken Somali Cumhurbaşkanının oğlu, polislere verdiği ifadede Göçer’i suçladı ve savcı tarafından salıverildi.

Yaklaşık olarak bir ay önce yaşanan bu skandal olayda nihayet iddianame hazırlandı.

İddianamede Muhammed Hasan Şeyh Mahmud, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası öngören “taksirle ölüme sebebiyet vermek” maddesinden suçlandı.

Mahmud’un asli kusurlu bulunması nedeniyle olay kaza olsa dahi burada taksirle adam öldürme suçunun nitelikli hali olan bilinçli taksir suçu oluşuyor.

Nitekim kökleşmiş tüm Yargıtay içtihatlarının tamamında 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngörülmesi gerekirken 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasının öngörülmesi de hukuka ve yargı uygulamalarının tamamına uygun değil.

İddianamede Yunus Emre Göçer’in eşi Öznur Göçer’in 13 Aralık ve 15 Aralık tarihlerindeki ifadelerinde Muhammed Hasan Şeyh Mahmud’dan şikayetçi olduğunu beyan ettiği ancak 20 Aralık’taki ifadesinde “Bu aşamada herhangi bir şikayetinin bulunmadığını” beyan etmesi tepkilere neden oldu.

Kamuoyunun aklına hemen “Haftalardır adaletin yerini bulması istenirken nasıl olur da Göçer’in eşi şikayetini geri çekebilir?” sorusu geldi.

Bu olayda daha önce de sorduğumuz onlarca soruya bir yenisi daha eklenmiş oldu.

Uzaktan bakınca, “Para vermişlerdir”, “Para karşılığında kocasını sattı” veya “Kan parasına sustu” yorumları yapmak kolay gelebilir.

Ama bir de Türkiye gerçeklerini göz önüne alarak düşünelim…

Olay yerini inceleyen polisin yalan/yanlış tutanak tuttuğu, savcının ifade almadan faili salıverdiği, haftalardır yetkililerin tepkilerin dinmesini beklediği bu skandal olayda; kaza tutanağında eşini kusurlu gösteren polislerden ve nöbetçi savcıdan da şikayetçi olan Öznur Göçer nasıl olur da sonradan şikayetini geri çeker?

Öznur Göçer’in çaresiz bırakıldığı hiç mi akıllara gelmiyor?

Karşısında mücadele verdiği kişi herhangi biri mi?

Yoksa dolaylı ya da dolaysız kayırılan bir ülkenin cumhurbaşkanının oğlu mu?

Biraz hafıza tazeleyelim…

Öznur Göçer’i 18 Aralık’ta Somali Savunma Bakanı ziyaret etmiş, görüşmede Somali Cumhurbaşkanı da telefonla taziyelerini bildirmişti.

Ne hikmetse bu görüşmeden 2 gün sonra iddianame hazırlandı ve Öznur Göçer, şikayetini geri çekti.

Basına yansıyan görüşmenin arka perdesinde neler oldu da haftalardır mücadele eden iki çocuk annesi eşini kaybetmiş acılı bir kadın şikayetini geri çekebildi?

Soruları kime sormalıyız?

Öznur Göçer’e mi yoksa ona bu şikayeti geri çekmesi için “ikna edenlere” mi?

Şimdi biraz daha hafıza tazeleyelim ve 2022 yılına gidelim.

Yine bir Türk’ün yine bir yabancı tarafından zarar gördüğü bir başka olaya…

2022 yılında, Konya'da Yusuf adlı bir çocuk, kendisinden para isteyen Suriyelilerin kezzaplı saldırısına uğradı.

İktidar yanlısı medya organları hemen bu olayın “yalan” olduğuna dair haberler yaptı.

Yusuf’un annesi Medire Candan bu yalan haberleri yapan tüm medya organlarından davacı olacağını belirterek, “Üstüne basa basa söylüyorum: Benim çocuğumu yakan bir Türk çocuğu değil, Suriye uyruklu Gazi el Haşimi’dir!” dedi.

Candan ailesi, Suriyeli şahsın ailesinin şikayetlerini geri çekmeleri yönünde kezzap tehdidine uğradıklarını açıkladı.

Valilik hemen “Yanınızdayız” açıklaması yaptı.

Ama sonuç hiç de öyle olmadı!

Kezzap atan Suriyeli serbest bırakıldı ve Türk bir aile, bu ülkeye sığınmacı olarak gelmiş Suriyelilerin saldırısına ve tehdidine boyun eğmek zorunda kaldı.

Akıllardan hiç silinmeyecek bir bakışla hatırladığımız bu fotoğrafa bir kez daha bakın ve bir kez daha düşünün.

Somali Cumhurbaşkanının oğlunun öldürdüğü Yunus Emre Göçer’in eşi neden şikayetini geri çekti?