Herkese merhaba! Bu hafta köşemde sosyal medyanın ilişkilerin gidişatına nasıl etki ettiğine değindim. Son zamanlarda herkesin ilişkisine olumsuz yönde yansıyan ve bitmesine neden olan bazı sosyal medya kullanım sıkıntılarından bahsettim.
Günümüz ilişkilerinde sosyal medya ciddi problemler oluşturuyor. Yeni başlayan ilişkilerde insanlar, daha önceki yaşamış oldukları olumsuz deneyimlerle yeni ilişkilerinde eskisi gibi olacağını düşünerek temkinli davranmaya çalışıyor. Temkinli davranmaya çalışırken bağlanmamaya da çalışıyor bir nevi. Bağ olmadığında da ilişkinin temel yapı taşlarından olan güven, sadakat, tutku, sorumluluk, koşulsuz kabul yerini bulmuyor, eksik kalıyor.
Sosyal medya da yeni başlayan ilişkilerde bu nokta da bir eksiği tamamlamak adına rol oynuyor. Çiftler eksik olan bu duyguları, bir illüzyon etkisi yaratan arkadaşlık sitelerindeki beğenilerden telafi etme yoluna gidiyorlar. İlişkilerinde yeterince bağlanmadıkları zaman da internet ortamından zaten kolayca tekrardan yeni bir ilişkiye başlayabilme ihtimalleri oluyor. Bir yandan da hâlihazırdaki ilişkilerinden daha mutlu olabileceklerini düşündükleri insanları aramaya devam ediyorlar. Daha iyisi olabileceğini düşündükleri birisi ile karşılaştıklarında ise mevcut ilişkiyi sonlandırıp yeni bir ilişkiye başlayabiliyorlar. Bütün bunlar bağlanma ve kopma problemleri yaratıyor. İlişkinin ardından yas tutma ve toparlanma evresi olmadan aynı ilişki biçiminden devam edip yerine farklı insanları koyuyorlar. Yani insanlar farklı ama bir önce ki ilişkinin devamı gibi, ruhsal olarak farklı ilişkileri aynı kişiymiş gibi yaşamaya devam edebiliyorlar.
Bunalmışlık hissi-kısıtlanmışlık hissi
Yeni ilişkilerde kişiler kendilerinin çok beğenildiği düşüncesiyle daha kolay ve çabuk bir şekilde rest çekilebiliyorlar. Öte yandan sosyal medya ilişkileri çiftlerin yaptıkları beğeniler üzerinden de etkiliyor. Örneğin kadın veya erkekten birisinin kendi cinsi dışındaki kişiye yaptığı beğeni ilişkilerde karşı tarafa sinyal gönderme olarak algılanabiliyor. Bu algı ile çiftler tartışmaya başlıyor, kıskançlıklar sonrası bir taraf özgürlük alanının kısıtlandığını düşünüp ilişkiden bunalmışlık hissi yaşayabilir ve bu his ile zaten yeni başlayan ilişkiler çatırdamaya başlıyor. Çünkü kimse konfor alanının bozulmasını istemiyor, kısıtlanmışlık hissi yaşamak istemiyor ve ilişki sorumluluğundan uzak durmaya çalışıyorlar.
Aslında burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur ilişkilerde konu ne olursa olsun iki tarafın orta noktayı bulabileceklerine olan inançlarıdır. Buna inanmaya ve çabalamaya bile fırsat olmadan çoğu zaman ilişkiler sona eriyor. Zaten çatırdamaya müsait ilişkiler bu durumlardan daha da çok etkileniyor. Zemini sağlam ilişkilerde iki tarafta mutluluğu fedakârlığı ve ilişkinin getirdiği sorumluluğu ön planda tutuyorsa değişiklik yaratmayacaktır, problemler telafi edilme yoluna gidilecektir ama uzun vade de bu tarz problemlerin karşılarına çıkması onlarında ilişkilerinin yıpranmasına neden olabilmektedir.
Uzun süreli ilişkilerde de sosyal medya, monotonluk hislerinin giderilmesi için bazen kullanılmaktır, bu da ciddi problemleri beraberinde getirmektedir. Anlık hevesler uğruna uzun süreli ilişkiler tehlikeye atılmakta, aslında mutlu iken daha çok mutlu olabilme arzusu mutsuzluk yaratmaktadır. Daha çok mutluluk isteği tatminsizliği beraberinde getirmekte ve arkasından riskli davranışlar gelmektedir.
İlişkilerin etkilenmemesi için, çiftlerden iki tarafın da bu konuda fedakârlık yapması, tolere edilemeyecek hataların karşı tarafa yaşatılmaması gerekmektedir. İlişki yaşamak bir sorumluluğu ve bir miktar kısıtlanmayı beraberinde getirir. Kısıtlanma hissinden çok geçirilen kaliteli vakitlere ve nitelikli paylaşımlara odaklanmak daha doğru olacaktır.
