Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Melda Yakupoğlu

Melda Yakupoğlu

Psikoloğunuza Sorun

Çocuğa bir yetişkinmiş gibi davranmak doğru mu?

Herkese Merhaba! Bu hafta yazımda anne babalara çocuklarıyla kurdukları iletişim konusunda doğru-yanlış tüm gerekli yapılması gereken davranış modellerini anlattım.
Teknoloji çağında çocuklar algıları çok açık bir şekilde farkındalıkları yüksek olarak birçok uyaran ve dışsal faktörle iç içe büyüyorlar. Özellikle kendilerinin daha farklı büyüdüğünü kıyaslayan anne ve babalar çocuk yetiştirirken zorlanıyorlar.
Son zamanlarda gözlemlediğim ebeveynlik tarzlarından biri “çocuğa bir yetişkinmiş gibi davranmak” bilinçlenen, çok okuyan anneler çocuklarına çok fazla açıklamalar yapıp bir yetişkinmiş gibi davranmaya başladılar. Ancak bunun olumsuz yanları bulunuyor. Uzmanlar olarak bizim beklediğimiz çocuğa bir çocuk gibi davranabilmek. Ondan bir yetişkin gibi bizi anlamasını beklememek gerekir.

Son zamanlarda, yeni nesil çocukların terapiye başvurma sebeplerinin büyük bir kısmı, artan teknoloji kullanımı ile alakalı. Yaş dönemine denk düşen saat aralıklarından fazla bir şekilde televizyon izlemek, tablet ve cep telefonu kullanmak, cep telefonlarından videolar izlemek olarak değerlendirebilirim. Bu cihazlara kısıtlama getirme ile başlayan ebeveyn çocuk tartışmaları, baş edemeyen annelerin ve babaların, çocukları tarafından yaşamın diğer alanları kullanılarak inatlaşmaları ile kendini gösterir. Yani çocuklar istedikleri olmadığında, diğer yaşam gereksinimleri ile aileleri ile inatlaşmaya girebilir.
Sıra beklerken annesinden telefonunu istemek, yemek yemek için televizyon karşısında beslenmesi, televizyon karşısında uykuya dalmak isteyen, ödevini bitirmesi karşılığında telefondan oyun oynayabilen bir çocuk haline dönüşmek gibi… Bu cihazlara sınırlandırma getirmek gerektiği neredeyse her seansımda konuşulur. Tabii ki hiç kullanmamaları değil ama ne yaptıkları, nasıl değerlendirecekleri, ebeveyn kontrolünde olmalıdır. Faydalı şeyler izlemeleri, şiddet içerikli oyunlardan uzak durmaları, vakit geçirirken sorumluluklarını aksatmamaları gerekir.

Yeni nesil çocuklar teknoloji ile çok iç içe olduğu için, genellikle yaşamın diğer alanlarında teknoloji kaynaklı inatlaşmalar görülür. Ancak yaşam alanlarında problemler çıkmaya başladığında bu teknoloji kaynaklı olsun ya da olmasın, düzen oluşturmaya çalışın. Yemek, uyku ve öz bakım gibi konular özellikle çocuklar için çok önemli.

Çocuklar büyürken evinizin kurallarının olması gerekli. Çünkü küçük yaşta ki özellikle de 0-6 yaş arasındaki çocuklar için kurallar bir dayanaktır. Çocuk neyi yapabileceğini ve neyi yapamayacağını, küçük yaştan sınırlarını öğrenmeli. Kuralları oluştururken en çok günlük yaşamdaki düzen periyodunu korumalısınız. Burada bahsettiğim nokta çok kuralcı ve otoriter bir ebeveynlik tarzı değildir.
Bahsettiğim çocuğun gelişimsel basamakları için önemli olan belirli ritüellerin düzenli olarak yapılmasıdır. Örneğin uyku saati, yemek yeme saati, sofra düzeni, öz bakım becerileri gibi konularda kurallar belirlemek gerekir. Bu kurallar annenin ve babanın ruh haline göre değişmemeli.
Evinizin kuralı, çocuğunuzun oyuncaklarını toplaması ise bir gün anne mutlu iken sorun etmez işten gelip çok yorgun olduğu bir dönemde sorun ederse çocuk sizi anlamaz. Kafası karışır. Geçen gün toplamadığımda annem sorun yapmamıştı diye düşünebilir. Oyuncakları her seferinde toplaması gerektiğini ona öğretirseniz bu tarz tartışmaların önüne geçersiniz ve çocuğunuzda kafa karışıklığı yaratmamış olursunuz.

Kurallar önemlidir, çünkü kafa karışıklığı olan kuralsız çocuk her istediğini yapacağını düşünüp sizinle rolleri değiştiğini zannedebilir. Sizinle inatlaşabilir, tutturmalar yaşayabilir hatta ebeveynlerine vuran çocuklar olabilir. Bu seanslarımda çok gördüğüm bir durumdur. İstediği olmayan çocuk annesine vurup, şiddetle ağlamaya başlayabilir.

Bu davranışlar uzun sürdüğünde ve baş edemeyip istediği şeyi çocuğa vermeye devam ettiğinizde de, çocuğunuzun olumsuz davranışları ne yazık ki üstüne yerleşip, kalıplaşabilir. Çünkü çocuk ağladığında anne ve babasının ona kıyamayıp istediği şeyi verdiğini bir kere bile gördüğünde, ağlamanın istediklerini elde edebilmesi için iyi bir yol olacağına inanır. Sabır sınırınızı zorlamak içinde elinden geleni yapar.
Kuralları oluştururken çocuğunuzun neyi yapıp neyi yapamayacağını da öngörmek gerekir. Bazı davranışlar çocuğun gelişimsel düzeyinin üstünde olabilirken bazı davranışlarda çocuğun gelişimsel düzeyinin altında kalır.
Örneğin, aslında çocuğunuz bütün kıyafet parçalarını kendi başına giyebiliyorsa, geç kalıyor korkusu ile sizin korumacılık yapıp çocuğunuzu giydirmeniz gibi ya da kendi başına yiyebiliyorken, şimdi dökecek diye sizin yedirmeniz gibi... Bu tarz korumacılıklar, çocuğun size yapışmasına, işlerini kendi başına yapamamasına ve özgüveninin yeteri kadar gelişmemesine neden olabilir.

Seanslarımda en sık gördüğüm durumlardan biri de aslında anne ve babanın kural koysa da çocuğun uygulamadığı durumlardır. Hatta ben onlara ne yapmaları gerektiğini anlatırken ebeveynler “sizin söylediğinizin aynısını yaptık” diye tepki verirler ama aslında aynısını yapma yolları farklıdır. Yani aynısı değildir. Mutlaka yolunda gitmeyen gözden kaçan bir durum vardır. En basiti anne çocuğunu yapmaması gereken bir şey için uyarabilir ve sonra der ki “uyardım, uyardım yapmaya devam etti” Ben de sorarım nerede, nasıl, hangi şekilde, o anda ne olmuştu ve tam olarak öncesinde, sonrasında ne olmuştu?
Örneğin salon koltukları üstünde zıplayan çocuğuna anne mutfaktan “yapma, düşeceksin” derse çocuk yapmaya devam eder. Ama salonda çocuğun yanına gidip, “Evimizin kuralı, eşyalara zarar vermemek, koltukların üzerinde zıplamamak, koltuğun üzerinden in, parka gittiğimiz zaman istediğini yapabilirsin” derse ve bu kural konusunda tutarlı olursa çocuğun anneyi dikkate alma olasılığı her seferinde artacaktır.
Bu uyarıyı çocuğun yanına giderek, kararlı bir ses tonu ile çocuğun anlayabileceği şekilde, net olarak verin. Lafı uzatmak, uzun uzun anlatmak böyle durumlarda işe yaramaz, bu yaş dönemi çocukların dikkat süreleri kısa olduğu için uyarılarınızı kısa ve net yapmanız gerekir, aksi durumda “annem söylenmeye başladı” düşüncesi ile çocuğunuz sizi dinlemeyecektir.
Yapmanız gereken şeyler, uyarırken göz hizasına eğilmek, kısa cümle kurup, kararlı bir ses tonu kullanmak, yapmaya devam ederse sizin onu kucaklayarak koltuktan indirmeniz yani duruma müdahale etmeniz gerekir. Çoğu zaman anneler uyarır ama müdahale etmek istemez, en sık örnekleri misafirlikte görülür.
Kalkıp onu yerine oturtmak ve oyalanması için onun yaşına uygun alternatifler seçmek ebeveynin görevidir. İstikrarlı biçimde de bu davranışı sürdürmeniz gerekir ancak bunu da inatlaşma haline getirmemeye özen gösterin. Sonrasında da çocuğunuzun dikkatini daha farklı bir şekilde sevdiği bir konu ile dağıtmanız yararlı olacaktır.
Çocuğunuz büyürken elbette açıklamalar yapmak gerekir. Bazı açıklamalar çok uzun olursa, bir yetişkin edasında, bu çocukların kendilerini alakadar etmeyen konularda da söz söylemeye hakları olduğu mesajını verir. Ebeveynler çocuklarına arkadaşça yaklaşırken anne ve baba olduklarını unutup bazı zamanlar onlarla dertleşme yoluna gidebilirler. Bu da yapılan hatalardan bir tanesidir. Unutmayın çocuklarınız yaşamları boyunca birçok arkadaş edinebilir ama anne baba edinemezler. Dolayısıyla çocuklarınızın arkadaşa değil anne babaya ihtiyacı vardır. Onların yanında olup onları destekleyin ancak bir arkadaş gibi değil, çocuklarını koşulsuz seven ve gurur duyan birer anne baba olarak…
Ebeveynlik becerileri konusunda hâlâ zorlanıyorsanız, çocuklarla çalışan uzman bir psikologdan, ebeveynlik becerileri öğrenmek için ve oyun terapisi ile sorunlarınızı çözmek için birlikte destek alabilirsiniz.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları