İşlevsiz ilişki tavsiyeleri
Herkese Merhaba! Bu hafta köşemde internette çok sık görülen ilişki tavsiyelerinin ilişkileri nasıl negatif yönde etkilediğini ve bu işlevsiz ilişki tavsiyelerinin içeriğini kaleme aldım. Son zamanlarda hemen herkes ilişkiler üzerine tavsiyeler veriyor ancak kaçı işin uzmanı tarafından verilmiş tavsiyeler? Aslında ilişkilerinizde bu şekilde uzman olmayan kişilerden gelen tavsiyelere değil de kendi içsel duygu kontrolünüze ihtiyaç vardır. Örneğin sizi kırdığında “kırıldığınızı dile getirmeye” kırılınca uzak durmaya ihtiyaç vardır.
Bazı kişiler ilişkilerinde bunu başaramaz ve ilişkide alma verme dengesi bozulur. Kırıldığında çabucak affeder, dile getirmez yaptıklarının kıymetini bilmesi için sınır koyamaz, hayır diyemez, kendi korkularından dolayı taviz verir ve dolayısıyla duygularını iyi kontrol edemez. İşte ilişkilerin yolunda gidebilmesi için bunların kontrol edilmesi doğrudur, geri kalan işlevsiz tavsiyeler uzun zaman sonra işe yaramaz hale gelebileceği gibi bu şekilde yapılan evlilikler bile bir zaman sonra patlak verir. Olmadığınız bir kişiymişsiniz gibi algılanmanıza neden olur. Kendinizden uzaklaşırsınız. Ayrıca bir gün dayanamaz bir şekilde özünüz gibi davranırsınız.
Peki ama bu işlevsiz ilişki tavsiyeleri neler birlikte bakalım.
Arama, o seni arasın: Aslında ortada bir duygusal etkileşim varsa kimin kimi aradığının önemi yoktur. Bunun cinsiyete uyarlanmış versiyonu da “kadın aramaz, erkek arar, bekle o ararsın, ilk mesajı sen yazma, o yazsın” gibi kurallardır. Aslında kimin ilk kez adım attığından ziyade adım attığınızdaki tepki önemlidir. Bir kez adım atıp karşınızdaki kişinin size yaklaşımını görebilirsiniz. Sizi içtence, hoş karşılayabilir ya da soğukça davranabilir. Duygusal kontrol dediğimiz nokta size olan yaklaşımına göre davranışınızı şekillendirmenizdir. Körü körüne bir kuralı uygulamak değil de karşınızdaki kişinin davranışlarına göre davranış göstermek gerekir.
Kaçan kovalanır: Sağlıklı ilişkiler kuran ve ne istediğini bilen insanlar ilişkilerini yaşarken elbette karşısındaki kişinin birden kendisini geri çekmesi davranışına bir anlam getirmeye çalışacaktır. Bu kaçma durumunda kendi payının ne olduğunu, herhangi bir yanlışının olup olmadığını sorgulayacaktır. Ancak kendine ait herhangi bir pay bulamadıklarında, durumu anlamlandıramadıklarında da karşılarındaki kişiyi dengesiz olarak algılayıp uzaklaşacaklardır. Bu sebeple kaçan kovalanır en azından sağlıklı ilişkilerde işe yarayan bir yöntem değildir. Hele ki yolunda giden ilişkilerde daha fazla ilgi almak için tercih edilebilecek bir yöntem hiç olmamalıdır. İlgi alabilmenin kaçmaktan başka yolları vardır.
Rahatsız olduğun zaman umursamaz davran: Rahatsızlık duyduğunuz bir konu olduğunda tepkisiz kalmak o an için aranızın açılmamasını sağlayabilir belki ama bu da ileride daha da büyük problemlerin doğmasına yol açar. Karşı taraf sizin neden rahatsız olduğunuzu anlayamaz. Anlayamadığı gibi aynı davranışı tekrar edebilir ya da sizin sınırlarınızı aşabilir. Bu sebeple hoşlanmadığınız şeyler konusunda karşı tarafa kırıcı olmayan, daha çok bir sonrakinde ne istediğinize dair yapıcı, tatlı dilli uyarılar gönderebilirsiniz. Bu sizi daha anlaşılır kılacaktır.
Ben biliyorum, şimdi aklından bunu geçiriyor: Birçok insan ilişkilerinde karşısındaki kişinin ne düşündüğünü, neyi neden söylediğini ve yaptığını anladığını hatta bildiğini düşünür. Şimdi aklında şunu düşünüyor, böyle yapacak diye olayları geneller. Oysa bu yaptığı tamamen kendi düşünceleri ile karşısındakinin düşüncelerini anladığını sanmaktır. Aslında olan şey bunların tamamen kişinin kendi düşüncesi olduğudur. Kendi düşüncelerimiz ile karşımızdaki kişinin düşüncelerini, zihnini okuyamazsınız. Bu en sık kullanılan hatalarındandır. Bazen zihninizden geçirdiğiniz şeylere inanır daha sonrada bunların gerçek olduğunu düşünürsünüz.
Erkekler bir şeyleri ifade etmek konusunda bu noktada daha düz mantık ilerlerken özellikle kadınlar erkeklerin yaptıkları davranışlarda alt anlamlar, imalar arama eğiliminde olurlar. Hareketlerini dikkatle inceleyerek “şimdi hakkımda olumlu/olumsuz düşündü”, “aslında beni seviyor/sevmiyor”, “aramadı çünkü…”, “aslında burada şöyle demek istedi…” gibi benzer cümleleri yüzlerce kez zihninizden doldurabilirler. Ancak kendi zihninizden doldurduğunuz bu tarz cümleler hiçbir zaman gerçeği yansıtmaz. Çünkü neyi, aslında neden dediğini, sizi sevip sevmediğini, aramama sebebini, siz kendi kafanızdan kurarsınız. Bazen bunlara inanç o anda çok güçlü olur ve partnerinizle kavga edersiniz. Bu sebeple öncelikle kendi zihninizden değerlendirmek ve yargılamak yerine partnerinize sormak istediğiniz şeyleri açıkça sorun ve cevapları öğrenin. Boşluk doldurmak bu noktada ilişkilerde bozucu etki yapar.
Vazgeçilmez olduğuna inanıp davranmak: Kendine değer vermek güzeldir. Zaten en çok bu değerin farkında olup yanlış ilişkiler içerisinde olmamayı öneririz ancak bu “Ben değerliyim” düşüncesinin fazlası kişiyi benmerkezciliğe sürükler ve bencilleşmeye başlar. Kendine verilen değerinde dengede olması önemlidir. İlişki iki taraflı yaşanır. İki tarafta incinmemeli ve kişisel hakları zedelenmemelidir.
Yapılan en sık hatalardan biri de karşı tarafın da davranışlarını gözlemlemeden “diğer insanlara davrandığı şekilde bana davranmaz!” düşüncesidir. Bu da yanılsamaların en büyüğüdür. Çünkü bu sebeple diğer insanlara davranışını apaçık gördüğünüz biriyle size de aynı şekilde davranmayacağını düşünerek ilişkiye başlayabilirsiniz. Aslında karşınızdaki kişi baştan başkalarına davranışlarını gördüğünüz bildiğiniz kişidir. Sizin bu noktada hiç bir farkınız yoktur. İlk zamanlar sizi hayatının farklı noktasına koyduğu için özelmişsiniz gibi davranan kişiler bir tartışma anında ya da zorda size diğer insanlara davrandığı gibi davranacaktır. Örneğin, evli birisinin sizinle ilişki kurmak istemesinde, aslında sadece siz onun için özel olduğunuzu düşünürsünüz. Size âşık olduğunu ve gerçekten çok sevdiğini ama bir şekilde ilişkisinde problemler olduğu gibi benzer bahaneler dinlersiniz. Oysa karşınızdaki kişi siz olmasanız da başka bir ilişki kuracak yapıdadır. Evlilik içerisindeki boşluk duygusuyla baş edebilecek özellikte değildir. Siz kendinizi özel zannedersiniz ancak sonuç hayal kırıklığı olur. Yine bir örnek daha, tanıdığınız kişi hayatındaki bir kadına ya da herhangi birine şiddet gösteriyor, siz bir kadın olarak bu durumla karşılaşmayacağınızı zannedersiniz, ilişki kurmaya devam edersiniz. Ancak bu yine karşınızdaki kişinin şiddete meyilli bir yapısı olduğu gerçeğini değiştirmez. Ya da başkalarına kaba davranıyorsa, eski ilişkileri hakkında ileri geri konuşuyorsa, başkalarını ağır eleştirip dedikodu yapıyorsa, başkalarını ezici kendini üstün görücü bir şekilde davranıyorsa, ilişkiye başladığınızda bu tarz davranışlarla yine bir gün sizde karşılaşabilirsiniz. Bir gün size de kaba davranabilir, sizin hakkınızda da ileri geri konuşabilir, sizi kendinden daha aşağı görebilir. Bu davranışları yaşama olasılığınız ilişki başında sinyali verir.
Bu sebeple ilişkilerinizde karşınızdaki kişinin diğer insanlara nasıl davrandığını gözleyin. Ailesi ile arası nasıl, arkadaşları ile nasıl, etrafındaki tanıdık tanımadık bütün insanlara davranışları nasıl gözlemleyebilirsiniz. Ailesi ile gözlemleme şansınız yoksa bir kafede garsona, mağazada satış elemanına, iş yerinde çalışanına olan davranışları bile size ipuçları verecektir.