Ekonomimizi sarsan NAS krizinin faturası, ne yazık ki vatandaşa kesilmek üzere. Bakan Şimşek'in TBMM'ye sunmayı planladığı yeni vergi paketi, çok uluslu ve yerli şirketlerin yanı sıra vatandaşları da vuracak gibi görünüyor.

Açlık sınırının 19 bin TL'ye yükseldiği bir dönemde, asgari ücret ve emekli maaşı ile geçinmek her geçen gün zorlaşıyor. Bu zorluklar karşısında vatandaş, enflasyondan korunmak ve geleceğini güvence altına almak için yatırım araçlarına yönelmeye başladı. Anlayacağımız, millet paraya aç durumda…

Peki, bu kadar zorluk yaşayan vatandaşın üç beş kuruş para kazanmasına mı göz koydunuz. Gelelim vergilendirmelere…

BİST’te işlem görmeyen hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlara uygulanan gelir vergisi istisnasını sona erdirileceği belirtiliyor. Kripto varlıkların alım-satımlarında on binde 3 gibi bir oranda işlem vergisi uygulanması, diğeri ise alım-satımdan elde edilen gelirden gelir vergisi alınması bekleniyor.

Hem de bu vergi artışı, çok uluslu ve yerli şirketlerin ürünlerine, konut kiralarına ve yatırım araçlarına yansıması bekleniyorken...

Unutulmamalıdır ki, çok kazanan ile az kazanan arasındaki vergi ödemesindeki adaleti sağlamalısınız. Bu adaleti sağlamak için, tüm yükü vatandaşın sırtına yüklemek yerine, adil bir vergi sistemi uygulamak gerekiyor. Aksi takdirde, açlıkla boğuşan vatandaşın tepkisini çekmek kaçınılmaz.

Çözüm olarak; gelir bazlı vergi sistemi uygulamak, lüks tüketime yönelik vergileri artırmak ve vergi kaçakçılığını önlemek için daha etkin çalışmalar yürütmek.

NAS krizinin faturasını adil bir şekilde paylaşmak, toplumdaki huzuru ve refahı korumak için önemli. Vatandaşın cebine göz dikmek yerine, adil ve sürdürülebilir bir çözüm bulunması gerekir.