Belediyelerin borçları şeffaflık mı, siyasi hesaplaşma mı?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın yaptığı açıklama ile gündeme oturan belediyelerin SGK borçları, özellikle siyasetin odak noktası haline geldi. Bakanın açıkladığı verilere göre, SGK borcunda ilk beş sırada yer alan belediyelerin tamamı CHP’li. Ancak bu verilerin sunuluş biçimi ve zamanlaması, şeffaflık yerine siyasi hesapların ön plana çıktığı bir tartışmayı beraberinde getirdi.
Elbette belediyelerin SGK borçlarını ödemesi kaçınılmaz bir gerçek. Ancak bu konuyu sadece siyasi bir polemik alanına çekmek, asıl sorunun üzerini örtmeye yönelik bir çaba gibi görünüyor. Zira kamuoyunda yer alan veriler, bana göre eksik. Tüm belediyelerin SGK borçlarının tamamının açıklanması şeffaf bir yaklaşımın gereği değil midir? Sadece CHP’li belediyelerin isimlerinin verilmesi dikkat çekiyor.
Açlık sınırıyla asgari ücret arasındaki makasın açılması, enflasyonun yükselmesi gibi sorunlar, vatandaşların gündeminde en önemli yerleri alırken, SGK borçları gibi konuların siyasi bir araç olarak kullanılması kabul edilebilir değil.
Unutulmamalıdır ki, belediyelerin SGK borçları önemli bir sorun olsa da, bu sorun tek başına ele alınamaz. Asıl sorun, ülkemizin ekonomik yapısındaki derin sorunlar ve bu sorunların çözümü için atılması gereken adımlar. Bu nedenle, siyasi partilerin ve yöneticilerin, bu tür konuları gündemde tutarken, vatandaşların gerçek sorunlarına da çözüm üretmeye odaklanması gerekir.
Sonuç olarak, SGK borçları meselesi, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri doğrultusunda ele alınmalı. Tüm belediyelerin borçlarının açıklanması, bu borçların nasıl oluştuğunun araştırılması ve çözüm önerileri geliştirilmesi gerekir.