Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

Biden'in soykırım rezaleti

ABD Başkanı Joe Biden, 24 Nisan günü yaptığı konuşmada 100 yıl evvel yaşanan Ermeni tehcir (göç) olayına "soykırım" dedi çıktı. Türkiye her 24 Nisan yaklaştığında bu kelime kullanılacak mı endişesi yaşardı. Ancak biliyoruz ki bir tüfek dolu olarak duvarda asılı ise biri bir gün onu kullanır. Sonunda Biden de "soykırım" terimini kullandı. Bu ifade Türk devletini çok ağır bir biçimde suçlamaktır ve bir rezalettir, hiçbir şekilde kabul edilemez. Dış politikada sembollerin, tarihlerin büyük anlamı vardır. Biden neden 23 Nisan'da Sayın Cumhurbaşkanımızı aradı? 24 Nisan'da da bu rezalet ifadeyi kullandı? Bir TV kanalında İstiklal Harbimizin büyük komutanlarından Kazım Karabekir Paşa'nın kızı Timsal Karabekir hanımefendiyi dinledik. Erzurum'un Alaca köyünde katledilen 278 kişiyi anlattı. Hanımefendi, Kazım Karabekir Paşa'nın şu söylediklerini nakletti "Babam, -Erzurum'a biraz daha geç kalsam içeride kurtaracak can bulamayacaktım. İstanbul kapıdan Erzurum'a girdiğim zaman, insanlar gülerek beni karşılıyor. Dişlerini görecek kadar yakınım. Fakat gittikçe ortada bir gayritabiilik hissediyorum. Çünkü bu insanlar hiç kımıldamıyor. Daha da yaklaştığımda dehşetle gördüm ki, her biri Ermeniler tarafından canlı canlı birer kazığa oturtulmuştu. Istıraptan kasılmıştı çehreler ve öyle can vermişlerdi. Askılara asılmış ciğerler, kalpler vardı. Süngülenmiş kadınlar yerlerde yatıyordu.- Allah benim gözümün gördüğünü kimseye göstermesin dediğinin bir tanesi budur." Yine Kazım Karabekir Paşa ile Erzurum'da bu mezalimi gören ABD'li General Harbord şöyle diyor; "Erzurum'a gittim olayı yerinde inceledim. 24 Nisan ABD senatosuna sunduğum rapordur. Esas yok edilmeye çalışılmış olanlar öz yurtlarındaki Türklerdi. Türkler, Ermenilere kötü davranmamıştır. İnsanlar bazı şeyleri görmemeye çalışıyorlar ve bugün Türkleri sözde soykırımla suçlayabiliyorlar. Ama para için herkes her şeyi yapabiliyor. Daha doğrusu parayla satılanlar her şeyi yapabiliyorlar. Ne acıdır ki hepsi için demiyorum Ermenileri öyle bir kandırmışlar ki. Tanıma, tanıtma, tazminat ve toprak diye işliyorlar. 1948 yılında İngilizler soykırım raporu verdikleri zaman Türkiye bunun dışındadır. O tarihte böyle bir karar alınmamıştır. Ve orada noktalanmıştır bu iş." diyor. Biz meselenin tarihsel boyutlarını geçmiş senelerde çok yazdık, çok yayın yaptık. Meselenin asla bir Ermeni soykırımı olmadığını, ilk Ermenistan Başbakanı Ovannes Kaçaznuni'nin yazıp imzaladığı gibi "Rusların dolduruşu ve silahlandırması ile Ermenilerin Türklere savaş açtığını ve sonunda yenildiklerini, bunun sonunda da bir tehcir (göç) uygulamasının yapıldığını" anlattık. O nedenle burada tarihsel boyutu fazla yazmayacağız. Ancak Harbord belgeleri de ABD arşivlerinde duruyor. Biden bunları bilmiyor mu? Emin olun herkesten iyi biliyor. O halde neden bu rezaleti sergiledi? Bize göre ABD, içinde Türkiye'nin de bulunduğu hedef bölgede bir yol taşını daha yola döşedi. Bir diğer yol taşı (işaret fişeği) da konuşmasının içinde geçen "Costantinopolis" sözünü İstanbul kelimesinin yerine kullanması idi. Emperyal Güçler hedeflerinden asla vazgeçmezler sadece hedefe giderken yöntemlerini değiştirirler. ABD hedeflediği bölgede "sınırlarını değiştirme" amacına adım adım yürümeye çalışıyor. Bunun için de yol taşları döşeyerek her koyduğu taş sonrası Türkiye'nin reaksiyonunu ölçüyor. Biden'in konuşması ertesinde çıkan ABD gazetelerinden Washington Post, NewYork Times gibilerinin manşetleri "Biden Türkiye ile ilişkileri test ediyor." idi.  Biden, Türkiye'yi test ediyor, Türkiye ne tepki verecek bunu görmeye çalışıyor. ABD ile gergin olan ilişkilerimiz Halkbank, FETÖ, Suriye'de PKK/PYD terörü, S-400 meselesi, F-35 Projesinden çıkarılışımız gibi Türkiye'nin yüzde yüz haklı olduğu pek çok sorunu içeriyor. Daha önceki ABD başkanları Türkiye'yi Rusya ve İran'ın hatta Çin'in yanına itmemek için soykırım sözcüğünü devlet ağzından telaffuz etmemeye özen gösterirlerdi. Şimdi ilk kez görevdeki bir ABD Başkanı bunu telaffuz ederek siyasi yol haritasını belirlemiş oldu. Endişelenildiği gibi Ermeniler hemen milyarlarca dolarlık tazminatlar filan talep edemezler. Böyle bir şey olmaz. Ancak Senatonun ve Kongrenin daha önce kabul ettiği bu "soykırım" kararı ABD devleti yani yürütme tarafından telaffuz edilince "devlet politikasına" dönüşmüş oluyor ve bu durumda Kongreden bir kanun çıkabilir. Bu kanuna binaen meselenin önce yargıya, devamı süreçte ise Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna taşınabilmesi de bir ihtimal deniliyor. Bu durumda ABD'nin büyük ağırlığının olduğu BM'den soykırımı kabul eden bir karar çıkabilir ve o durumda Türkiye ödemesi mümkün olmayan milyarlarca dolarlık tazminatlardan ötürü bir takım yaptırımlar ile karşılaşabilir. Tabii bu hemen olmaz ama 30-40 yıl sonrası bir süreçte de olmayacağını da kimse garanti edemez. Yani orta ve uzak gelecekte böyle riskli bir kapının açılması ihtimali olabilir. Bize göre Türkiye'nin Biden'in bu testine(!) mutlaka aynıyla değil daha üst çizgiden fiiliyatta örneğin bir Kürecik radarının geçici kapatılması ya da ABD Büyükelçisini istenmeyen adam "Non person grata" ilan etmek veya Washington büyükelçimizi bir süreliğine geri çekmek benzeri bir karşılık vermesi daha uygun olarak değerlendirilebilir. ABD'yi durduracak, en azından düşündürecek bu tür karşılıklar verilmediği bir durumda gelen bu çorbanın arkasından ara sıcak, sonrasında ana yemek en sonunda da tatlı gelebilir. Biden'in bu yol haritası sonunda Türkiye için hazırlamak istediği tatlının "helva" olması da kuvvetli olasılıktır. ABD Başkanı Biden'in bu iftira nitelikli açıklamasını şiddetle kınıyoruz. Hiç kimse Türk Milletine "soykırımcı" demek hakkına sahip değildir, olamaz da. Türkiye için konuşanlar önce kendi sicil defterlerine baksınlar. HDP'nin Biden iftirası sonrasında yaptığı açıklama ise şiddetle kınanacak kabul edilemez bir kepazelik ve ihanettir. ABD ile ilişkiler konusunu yazmaya devam edeceğiz.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları