Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

“HAYATIN NABZI”

TERÖRE LANET OLSUN

01 Ekim Pazar günü tam da TBMM yeni yasama yılı açılışı olacakken başkent Ankara

lanet bir terör eylemi teşebbüsü ile sarsıldı. Terör örgütü PKK üyesi iki terörist Ankara’nın

tam da göbeğinde İçişleri Bakanlığımıza saldırıda bulundu ama Kahraman Türk Polisinin

uyanıklığı sayesinde iki terörist de hedeflerine ulaşamadan belalarını buldular. Teröristlerden

biri kendini patlatarak parçalandı, diğeri de Türk Devletinin kurşunu ile kafasından vurularak

öldürüldü. Hep söyleriz; “Bu milletin ekmeğini yiyip, bu vatana ihanet eden Türk Devletinin

kurşununu yemeyi de hak eder.” Allah korusun teröristler Bakanlık içine girebilseydi kimbilir

kaç vatan evladını şehit edeceklerdi. Teröristler PKK’nın Ölümsüzler Taburu (sözde) dediği

bir örgütün içindeymişler. Bu örgütün 2012 de Kayseri’de bir karakola saldırarak bir

polisimizi şehit ettikleri, Ankara Merasim Sokak saldırısının içinde oldukları da biliniyor. Bu

yapı içindeki teröristler Işid türü bir eylem koyuyorlar, sonuçta ya öldürülüyorlar ya da

kendilerini patlatıyorlar. Türkiye 1984 Ağustos Şemdinli – Eruh baskınlarıyla başlayan lanet

PKK teröründen çok çekti. Daha önce de Ermeni Terör Örgütü Asala’nın eylemleri olmuştu.

PKK terörü hem binlerce insanımızın canına mal oldu, hem de ülkemizin kalkınmasında

kullanabileceğimiz milyarlarca dolarlık kaynaklarımızın heba olmasına sebep oldu. PKK

teröristleri çok azalmış olmalarına rağmen hala da bitmediler. Tür değiştirip duruyorlar; PKK

bir bakıyorsunuz PKK/YPG oluvermiş ve ABD’nin kanatları altında Suriye’de onun müttefiki

olarak sahada bulunuyor. Zaten dış destek almayan terör örgütünün varlığını devam ettirmesi

mümkün değildir. Terör örgütleri her zaman birileri tarafından kullanılırlar. Kullananlar

devletler olabilir, istihbarat örgütleri olabilir, bazı uluslararası finans çevreleri olabilir,

uluslararası mafya örgütleri olabilir. Kısacası terör örgütü yöneticileri dünyada doları veren

herkese hizmet ederler. Zaten kriminalde bir kural vardır; “bir suç örgütüne ulaşmak

istiyorsan ya kadını takip et, ya parayı takip et.” Bu ikisinden birinin izini sürebilirsen suç

örgütüne ulaşırsın. Hain iki PKK teröristinin yaptığı eylem hedefine ulaşamadan bertaraf

edildi. Tabiri caiz ise tokat atmaya geldiler, tokadı yiyip yere serildiler. Lakin bu olayda

anlayamadığımız, oturmayan noktalar da hayli fazla. Terör toplumda korku ve güvensizlik

duygusu uyandırmak, devleti güçsüz göstermek, örgütün propagandasını yapmak, yerli ve

yabancı basında yer bulmak vb. gibi hedefleri güder. O nedenle terör örgütleri kolay ama çok

fazla ses getirecek eylemler yapmayı tercih ederler. Allah korusun bombalı eylemler bunların

başında gelenlerdendir. Kahraman Güvenlik Güçlerimiz pek çok eylemi daha başlamadan

ortadan kaldırmayı başarabilen çok deneyimli yapılardır. Bu eylemde daha kolay bir hedef

seçmek varken terör örgütü neden başarması pek mümkün olmayacak bir eylemi tercih etti ve

iki hain teröristle o kadar polisimizin, savaşçımızın bulunduğu İçişleri binasına saldırmaya

kalktı? Neden? Yani başarı şansları sıfırdı. Teröristler muhtemelen Suriye’den ya da az bir

ihtimalle Irak’tan Kayseri’ye kadar geldiler. (Çünkü Irak daha uzak mesafede) Kayseri’de

gece genç bir veteriner teknisyenimizi şehit ediyorlar ve aracını gasp ediyorlar. Patlayıcıları,

Law silahını, diğer uzun namlulu silahları ve mühimmatı bu araca koyuyorlar. Peki, bu kadar

yüklü mühimmatı ve patlayıcıyı Kayseri’ye kadar nasıl getiriyorlar, üstlerinde nasıl

taşıyorlar? Ülkemizin hemen her yerinde, çarşılarda, yollarda kameralar var. Yollardaki

kameraların yüz tanıma sistemleri var. Sakal, bıyık taksanız bile sizi tanıyor ve yüzde 96-97

doğrulukla tespit ediyor. Haberlerde dinlediğimiz kadarı ile gasp ettikleri aracın plakasını da

değiştirmemişler. Bu teröristler Kayseri- Ankara arasındaki 351 km. yolu kameralara

yakalanmadan nasıl geliyorlar? 351 km de 10 dan fazla kontrol noktası var. Deniliyor ki, dağ

yollarını tercih etmişler. İyi de İçişleri Bakanlığımızın önüne gelebilmek için Ankara’nın içine

girmeleri gerekmiyor mu? Aracı helikopterle mi Bakanlığın önüne indirdi bu teröristler? Bu

durumda kameralara neden yakalanmadılar, en azından Ankara’nın içine girmek için

girdikleri yollarda ya da Bakanlığın önüne gelene kadar Ankara’nın içinde? Olaydan sonra

Ebabil harekâtı denilen sosyal medya hesabından İçişleri Bakanı Yerlikaya’nın alay konusu

yapılmaya kalkılması da çok rahatsız edicidir. Gerçi sonrasında bir açıklama yaparak hesabın

kendilerine ait olmadığını beyan ettiler ve hesaplarını kapattılar ama böyle bir rahatsızlık da

yaşandı. Yine Türk Savunma Harekâtı isimli sosyal medya hesabı da kendisini kapattı. Olay

sonrasında Bakan Yerlikaya’nın yaptığı açıklamada terör örgütleri ile mücadelenin yanısıra

“her türlü suç örgütü” ile mücadeleye kararlılıkla devam edileceğini açıklaması da dikkatimizi

çeken önemli bir nokta idi. Bu arada mafya türü suç örgütlerinin terör örgütleri ile bağlantılı

oldukları da dünyada bilinen bir gerçektir. Çünkü terör örgütlerinin gelirlerinin çok önemli bir

kısmı da uyuşturucu satışı, kadın ticareti, insan kaçakçılığı, gasp, haraç, hırsızlık gibi

suçlardan elde edilir. Bu suçlar da genellikle “organize suç örgütlerince” işlenir. Türkiye’de

son dönemde ne yazık ki suç örgütleri sayısı artmış görünüyor. Hatta yabancı uyruklu suç

örgütü liderleri çatışmalara giriyorlar. Örneğin İstanbul’da bir Sırp mafya liderinin mafya

çatışmasında öldürülmesi, Trabzon’da bir Gürcü mafya liderinin mafya çatışmasında

öldürülmesi gibi. Burada kaynağı belli olmayan para sorunu da ortaya çıkıyor yani “Kara

Para” yani suçtan elde edilen para. Bu da uluslararası toplumda ülkemizin saygınlığı

açısından gerçekte çok sıkıntılı bir durumu oluşturuyor. O nedenle hem terörle hem de

organize suç örgütleri ile mücadele bir hukuk devletinin olmazsa olmazıdır. Biz Bakan

Yerlikaya’yı son derece başarılı buluyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yerlikaya’yı

İçişleri Bakanı olarak atamasını da son derece isabetli bir karar olarak görüyoruz. Yerlikaya

bu mücadelesini yılmadan devam ettirdiği sürece ülkemize büyük yararlar sağlayacaktır.

Terörü lanetliyoruz ve dileriz bu terör olayı son olur, ülkemiz bir daha böyle terör olayları

yaşamaz. Teröristleri ortadan kaldırırken yaralanan iki Kahraman Polisimize, iki aslan yürekli

vatan evladına da geçmiş olsun diyor, acil şifalar diliyoruz. Türkiye bu terör örgütlerinin

kökünü hem içerde hem dışarıda artık kısa zamanda kazımalıdır. Elindeki gelişmiş silah

teknolojileri ile Türk Ordusu, Türk Jandarması ve Türk Polisi bunu başaracak imkân ve

kabiliyete sahiptir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları