Asrın Felaketinin yıl dönümünü andığımız bugünlerde deprem tehlikesini unutmamız gerekiyor. Hele ki Kahramanmaraş’ta yaşadığımız depremde doğal afetlerin ne kadar büyük bir tehdit oluşturduğunu hatırlıyoruz. Ülkemizin deprem riski altındaki bölgeleri için de bir uyarı niteliğinde. Ancak, Kahramanmaraş'ta yaşadığımız felaket aynı zamanda İstanbul gibi büyük şehirlerin de deprem riski altında olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

İstanbul, deprem riskiyle karşı karşıya olan bir konumda. Şehrin jeolojik yapısı ve tarihi depremlere olan maruziyeti, İstanbul'un gelecekte büyük bir depremle karşı karşıya olabileceğini gösteriyor. Uzman isimlerde bu beklentileri bas bas bağırıyor.

Kahramanmaraş'ta yaşadığımız depremler, İstanbul'daki deprem hazırlıklarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurguluyor. Özellikle binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi, altyapının güçlendirilmesi ve afet yönetimi planlarının güncellenmesi gibi önlemler, İstanbul'un depreme karşı direncini artıracak. Fakat biz bu önlemleri alıyor muyuz?

Sadece yetkililerin alması gereken önlemler değil, aynı zamanda bireysel olarak da deprem hazırlıkları yapılması şart. Evlerimizdeki eşyaları sabitlemek, acil durum çantaları hazırlamak ve aile bireyleriyle birlikte deprem tatbikatları yapmak, deprem anında hayat kurtaran önemli bir unsur.

İstanbul'un deprem riskine karşı hazırlıklı olması, şehrin geleceği için büyük önem taşıyor. Ancak, bu hazırlıkların hızlıca yapılması gerekir. Kahramanmaraş'taki deprem felaketi bize, deprem gerçeğiyle yüzleşmenin ve gerekli önlemleri almanın ne kadar acil olduğunu gösterdi.

İstanbul'da yaşayan herkesin bu gerçeğin farkında olması ve deprem riskine karşı gerekli önlemleri alması gerekiyor. Tabii hükümetin de depreme karşın gereken adımları ivedilikle yapması gerekir. Unutmayalım ki, deprem bir gün belki de beklemediğimiz bir anda gelebilir. Bu nedenle, uyanık olmak ve hazırlıklı olmak, hepimizin sorumluluğu.