Gelir adaletsizliği
Asgari ücrette net ücretin belli olmasının ardından emekli ve memur maaşları da şekillenmeye başladı. Fakat maaşlar arasındaki farkı görünce, kimsenin mutlu olmadığı kesin. Hele ki emekliler ve ardından asgari ücretliler aldıkları zamlara tepki gösteriyor.
17 bin 2 TL olarak asgari ücret açıklanmıştı. Son olarak ise Aralık ayı enflasyon oranının açıklanması ile birlikte çoğu uzmanın hesaplamaları sonrası emekli aylıklarına 11 bin ila 12 bin TL arasında zam yapılması bekleniyor. Zaten aradaki uçurumu gören emeklinin, mutlu olması da imkânsız. Emekliler açlık sınırının altında bir rakam verilmesi de acı sonucu ortaya çıkarıyor.
Memur ve memur emeklisine yüzde 49,5 oranında zam yapılması bekleniyor. Bu şekilde olursa en düşük memur maaşı 34 bin civarında olurken en yüksek memur maaşı da 82 bin civarında ön görülüyor. Bu ücretleri görünce aklıma asgari ücretli ve emeklinin nasıl geçineceği geliyor.
Düşünün lise mezunu memur 34 bin alacak. 4 yıl üniversite okuyup, asgari ücret seviyesinde ilk işe giren gençler ise 17 bin 2 TL alacak. Bu aradaki uçurum emeklileri de katarsak, gelir adaletsizliğini net olarak görüyoruz.
Asıl sorun zam yapmak değil, eski seviyelere gelmek. Asgari ücretli ve emeklinin aldığı maaşın, memur maaşları arasında on binlerce fark var. Bu farkın olmadığı bir sisteme dönüşün olması gerekiyor. 2004 yılından 2016 yılına kadar ki yapılan zamlara baktığınızda aradaki farkın ne kadar az olduğunu görünce, beni çok iyi anlayacaksınız.
Bu arada bu sözlerim memur maaşının yüksek olması değil sadece yoksulluk sınırına yakın olması. Düşünün asgari ücretli ve emekli açlık sınırında. Yoksulluk sınırı demiyorum.