Türkiye gündemi bir hayli yoğun. Seçimler gündemin en önde gelen maddesi. Anket firmaları adeta saat başı anket yayınlar hale geldiler. Ancak biz Türkiye''de anketlere çok da fazla itibar etmeyenlerdeniz. Zira esas olan seçmenin sandık başında oy kullandığı andaki duygu ve düşüncesidir. O nedenle sandık başına kadar her anket sonucu bize göre havada bir sonuçtur. Tabii bu bizim kendi kişisel düşüncemiz. Yoksa verilen her emek bizim için değerlidir. Anket şirketlerinin emekleri de emek olarak değerlidir tabii. Bir analiz yaparsak iktidarın 21 yıldır ülke yönetiminde olmasının verdiği doğal yıpranma, yaşanan büyük ekonomik sıkıntılar ve üstüne de depremin getirdiği büyük yıkım iktidarı çok olumsuz etkiledi. Ekonomik alanda özellikle gıda fiyatlarındaki rekor pahalılık halkın yaşamını çok olumsuz etkiledi. Örneğin etin kilosunun ortalama 180 ile 320 lira arasında değişir olması, sebze, meyve, süt ve süt ürünlerinin fiyatlarının astronomik yükselişleri halkın bu gıda maddelerine yeterince ulaşamıyor olması mutfaklarda yangın yarattı. Tencere kaynamaz oldu. Türk siyasi hayatında tencere çok önemli bir simgedir ve ciddi değişikliklere yol açar. Öte yandan 11 ilde meydana gelen büyük felaket olarak adlandırılan depremde halk ciddi sıkıntılar yaşadı.

Bugün bile hâlâ çadır sorunu olduğu haber bültenlerinde ya da gazete haberlerinde geçiyor. Tabii deprem sürecinde özellikle Kızılay Başkanı Kerem Kınık''ın hatalı tutum ve davranışları da kamuoyunda Kızılay''ın imajını çok zedeledi. Bugün ülkemiz kan stoklarının kritik eşiğin altına düşmüş olduğu ve kan ihtiyacının fazla olduğu bazı önemli ameliyatların (örneğin kalp ameliyatları gibi) birçok hastanede ertelendiği ifade ediliyor. Kızılay''ın kan stokları takviye edilemiyor çünkü vatandaş Kızılay''a güvenmediğini ortaya koyuyor. Bunun yanlış bir tutum olduğunun altını çiziyoruz ve vatandaşlarımızı Kızılay''ımıza kan vermeye çağırıyoruz. Çünkü Kızılay 200 yıllık bir kurumdur ve bizim kurumumuzdur. Yöneticisine kızabilirsiniz ama kan olayı başka bir şey ve mutlaka kan bağışında bulunarak kan stoklarımızı yeterli tutmalıyız. Vatandaşın Kızılay''a kan veya bir başka bağışta bulunmaktan imtina etmesinin sebebi Kızılay''ın depremde gösterdiği ve kamuoyunun tepkisini çeken olumsuz performanstan ötürüdür. Zira depremin hemen başında Kızılay''ın çok kısa sürede deprem bölgesinde faaliyette olamayışı, vatandaşa ücretsiz vermesi gereken çadırları bir sivil toplum örgütüne satması toplumda ciddi tepki almıştır. Hatta çok önemli bir tepki de özellikle gönüllü olarak oraya giden, kendi sermayesindeki ilaçları bedelsiz olarak depremzedelere yardım amacı ile vermek için seyyar eczane açmaya çalışan eczacılara yani Türk Eczacılar Birliği''ne çadır satması toplumda çok ciddi bir tepki almıştır. Öte yandan deprem yardımlarının, kanların satıldığı iddiaları da Kızılay''ın imajında önemli bir zedelenmeye neden olmuştur. Bunlar siyasi irade nezdinde de sıkıntı yaratmıştır. Seçim sürecinde milletvekili listelerindeki bazı isimler hemen her partide tabanlarının tepkisini çekmiştir. Bu durumun sandığa nasıl yansıyacağını hep birlikte göreceğiz ama çok da olumlu yansımayacağı yolunda işaretler görüyoruz. Parti tabanının tercih etmediği isimler listelerde ön sıralara yazılınca teşkilatların olanca güçleri ile çalışmadıklarını yıllarca her seçimde gözlemlemişizdir. Kısacası seçimin iki başat unsuru olan hem Cumhur İttifakı''nda hem de Millet İttifakı''nda bu tür kazanların kaynadığını duyuyoruz. Neyse şunun şurasında az bir zaman kaldı, sandıkta tüm bunların cevabını bulacağız. Her ne ise hayırlısı olsun diyelim.

Geçen Salı günü Türk Deniz Kuvvetlerimiz açısından çok önemli bir gündü. TCG Anadolu gemisi yapılan törenle Deniz Kuvvetleri''mizin emir komutası altına girerek envanterine kaydoldu. TCG Anadolu çok önemli bir suüstü aracıdır. Doğrudur, TCG Anadolu bir uçak gemisi değildir. TCG Anadolu Deniz Kuvvetleri''nin uluslararası teknik tanımı ile bir LHD sınıfına giren ilk "Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi"dir. Türk Deniz Kuvvetleri''nin sancak gemisi olmuştur. Türk donanmasının ihtiyaçları doğrultusunda inşa edilen TCG Anadolu, tam donanımlı 10 helikopter bulundurabilmekte ve bir tabur tam teçhizatlı askerin istenilen bölgeye sevkini sağlayabilmektedir. Bunun yanı sıra TCG Anadolu aynı zamanda taarruz helikopterleri, SİHA''lar ve İnsansız Savaş Uçağı olan Kızılelma''yı da bünyesinde bulundurabilecektir. Türkiye''nin üç tarafı denizlerle çevrili olup aslında bir deniz ülkesidir. Çünkü söz konusu Karadeniz, Ege Denizi ve Akdeniz''de Türkiye''nin büyük hak ve menfaatleri bulunmaktadır. Sırf bu nedenle bile Türkiye çok güçlü bir donanmaya sahip olmak zorundadır. Mavi Vatan''daki yeraltı zenginliklerimizi ancak çok güçlü bir donanma ile koruyabiliriz. Zaten Emperyal Yapı da bunu çok iyi bildiği için hain Fetö örgütünün vatan haini savcı ve hâkimlerine en çok Deniz Kuvvetlerimizi kırdırmıştır. Türk donanmasının ihtiyaçları doğrultusunda inşa edilen TCG Anadolu, tam donanımlı 10 helikopter bulundurabilmekte ve tam teçhizatlı bir Mknz. Komando Taburunun istenilen bölgeye sevkini sağlayabilmektedir. TCG Anadolu, 12 derecelik eğimi ile üzerinden savaş uçaklarının kalkışını kolaylaştıracak ve bu sayede helikopterler dışında uçakların kullanımında kolaylık sağlayacak. Lakin bunun için dikey iniş ve kalkış yapabilen uçakların olması gerekmektedir. Çok amaçlı amfibi hücum gemisi maksadı ile kullanılacak olan gemi, 1.400 kişiyi taşıyabilecek kapasitededir. Bir amfibi taburu iletişim, muharebe ve destek araçlarına ihtiyaç duymadan istenilen bölgeye çıkartma yapabilecektir. Yedi yüz kişilik amfibi gücü dışında sekiz deniz çıkarma aracını bulundurabilecek TCG Anadolu gemisi içinde ameliyathane, diş tedavi üniteleri ve yoğun bakım ile enfeksiyon odalarının da bulunduğu en az otuz yatak kapasiteli askerî hastaneye sahiptir. Gemi barış zamanında bir hastane gemisi veya lojistik destek gemisi olarak da kullanılabilecektir. TCG Anadolu ABD donanmasındaki bir Nmitz veya J.F. Kennedy uçak gemileri gibi bir uçak gemisi değildir. Çünkü 6 uçak kapasitesi mevcuttur. Hâlbuki bir uçak gemisi birkaç uçak filosunu bünyesinde bulundurur ve asli görevi öncelikle düşman hava kuvvetleri ile hava muharebesi edecek uçaklar için bir yüzer meydan ve lojistik destek üssü görevi görmesidir. Ortalama 5.000 personeli mevcuttur. Ancak hiçbir uçak gemisi tek başına seyre çıkamaz. Çünkü manevra kabiliyeti ve kendini savunma imkânı yüksek değildir. Muharebe koşullarında her uçak gemisi kruvazör, fırkateyn, muhrip, denizaltı, mayın tarama gibi gemilerden oluşan bir donanma ile korunur. Bu tür gemiler okyanuslar geçilerek gidilen kıtalararası hedefler için uygundur. Türkiye''nin ise okyanusları geçerek kıtalar arası bir hedefe yönelmesi söz konusu değildir. Türkiye''nin millî menfaatleri açısından önemli olan denizler Akdeniz, Ege ve Karadeniz''dir. TCG Anadolu da bu denizler için fevkalade yeterlidir. Tabii tek ikmal ile 9100 mil hareket siası ile okyanuslarda da bayrak gösterebilir. Peki, TCG Anadolu''nun sağlayacağı en önemli üstünlük ne olacaktır? Bir amfibi birlik bir kara parçasına çıkartma yaparken en kritik an suüstü çıkartma gemilerinin (LCU) çıkartma plajına kapak attıkları andır. Çünkü çıkan birlik mahkûm arazide, savunan birlik ise hâkim arazidedir. Bu durum çıkan birlik açısından o arazide mevzilenip yani askeri tabir ile "köprübaşı tutması"na kadar ciddi zayiat verme riskini de taşır. İlk çıkan birlik köprübaşını tutamaz ise çıkartma başarısız olur ve ciddi zayiat verilir. Arkadan gelen birliklerin de karaya çıkması mümkün olmaz. İşte TCG Anadolu üzerinde bulundurduğu taarruz helikopterleri, SİHA ve Kızılelma uçakları ile çıkan birliğe "yakın hava ateş desteği" sağlayarak düşmanı baskı altına alıp çıkartma birliğinin en az zayiatla köprübaşı tutmasına imkân verecektir. Bu çok önemli bir imkân kabiliyettir. TCG Anadolu milletimize ve kahraman Türk Deniz Kuvvetlerimize hayırlı ve uğurlu olsun.

TCG Anadolu; pruvan neta, dümenin viya, rüzgârın kolayına olsun.