Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Aykut Veli Yıldız

Aykut Veli Yıldız

Türk'ün Sesi

İngilizlerin Atatürk'e suikast girişimi

1920 yılı Temmuz ayı başlarında İstanbul''a yuvarlak yüzlü, ince bıyıklı, redingot ceketli, İngiliz stil kravatlı bir kişi gelir.

Adı Mustafa Sagir olan bu kişinin görevi Hindistan Hilafet Heyeti İstanbul Murahhası''dır.

Mustafa Sagir, İstanbul''da Şehzadebaşı semtinde bir ev kiraladı. Bu semtte oturan gençleri sık sık evine davet eder, Kuva-yi Milliyeci rolüne bürünerek gençleri etrafında toplardı.

 Bir süre sonra kendi evinde gençlerle yapılan toplantıda düzmece bir tertiple İngiliz polisler evine gelir, herkesle birlikte Sagir de tutuklanır.

Bunu da Kuva-yi Milliyecilere karşı güven sağlamak için yapar. 17 gün tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılır.

Eyüp Sultan ve Beyazıt camilerine sık sık gider etrafındaki insanlarla günün siyasi meselelerini çekinmeden konuşurdu. Kısa zaman içerisinde çevresinde saygınlık kazandı. Sözü dinlenir bir kişi olmuştu.

Fırsat kaybetmeden İstanbul''da Türk-Hint Uhuvvet-i İslamiyye teşkilatını kurdu.

Bu teşkilatın göstermelik amacı, Hint Müslümanları ile bağlantı kurarak, Anadolu''da işgale karşı başlayan Millî Mücadele hareketine destek vermekti.

15 Kasım 1920''de kimlik belgesi almak için İstanbul Hükümeti''ne müracaat eder.

Bir hafta sonra İstihbarat Zabiti Şevket imzalı, ayyıldız mühürlü, fotoğraflı "fevkalade şayan-ı itibar edileceğine dair" bir kimlik belgesi alır.

Mustafa Sagir, Millî Mücadele lehine İstanbul''da faaliyet gösteren istihbarat ve haber alma teşkilatı Karakol Cemiyeti''ne girerek Ankara Hükümeti''ne destek olan vatanseverleri İngiliz istihbaratına raporladı. 

Yaptığı ihbarlar sonucu, Karakol Cemiyeti''nin yöneticilerinden Miralay Galatalı Şevket (Karakol Cemiyeti Reisi) ve Kara Vasıf  Bey(Karakol Cemiyeti''nin kurucusu)''in ve önemli üyelerinden Ali Sait Paşa, Refet Paşa, Ali Fethi Okyar, Ali İhsan Paşa, Hacı Ahmet Paşa  (Enver Paşa''nın babası), Ahmet Şevket Bey(İstanbul Müstahkem Mevki Komutanı) gibi Milli Mücadele destekçisi kişilerin İngilizler tarafından tutuklanıp, Malta Adası''na sürülmesinde elinin ve katkısının olduğu düşünülmektedir.

1920 yılı Aralık ayında İnebolu ve Kastamonu üzerinden Ankara''ya geldi.

Amacı, Millî Mücadele (Kurtuluş Savaşı) hareketini takip etmek, İngiltere''ye raporlamak ve fırsat bulursa Mustafa Kemal Paşa''ya suikast düzenlemekti.

Burada Antep mebusu Kılıç Ali Bey ve Kemalettin Sami Paşa tarafından karşılandı.

Bir süre sonra TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa tarafından kabul edildi. Yarım saat süren görüşmeden sonra Mustafa Kemal Paşa, Kılıç Ali Bey''e Mustafa Sagir''i gözünün tutmadığını belirterek, "Dikkatli olmalı. Mükemmel bir casustur!" sözleriyle uyarır ve takip edilmesini ister.

Mustafa Sagir, Dahiliye Vekili (İçişleri Bakanı) Adnan (Adıvar) Bey ile de görüşür. Onun da gözü tutmaz. Takip edilmesi emrini verir.

Sagir, bu görüşmelerde Hint halkının Milli Mücadele''ye ve Ankara Hükümeti''ne yardım ve destek isteğini belirtir. Hindistan''da üç milyon altın toplandığını ve bunu Ankara''ya getirmeyi düşündüğünü söyler.

İngilizler, Mustafa Sagir''e çok emek vermişlerdi. O, henüz çocuk yaşında iken casus olarak yetiştirilmek üzere Hindistan''dan Londra''ya getirilmiş on Hintli çocuktan biriydi.

25 yaşından itibaren de İngiltere adına casusluğa başlamıştı.

Mustafa Sagir, Ankara''ya geldikten sonra Burdur Mebusu(Milletvekili) Mehmet Akif(Ersoy) ile samimiyet kurdu. O''nun ikamet ettiği Taceddin Mahallesi''ndeki evine gidip gelmeye başladı.

Sagir''in kesin bir adresi olmadığı için bu evi posta adresi olarak vermişti. Kendisine gönderilen mektuplar bu eve ulaşıyor ve mektuplarını buradan alıyordu.

Mehmet Akif, Hindistan, Mısır ve İstanbul''dan gelmekte olan çok sayıda mektuba hayret ediyordu.

Bir gün, bir mektubu yanlışlıkla yırttığında içinden boş bir kâğıt çıktığını gördü ve buna bir anlam veremedi.

Şüphelendi! Diğer mektupları da açarak incelediğinde hepsinde sadece bir iki satır yazı yazıldığını ve sayfanın geri kalan kısmının tamamen boş olduğunu gördü.

Zaten kendisi de eski bir Teşkilat-ı Mahsusa (Milli İstihbarat Teşkilatı) üyesi olan Mehmet Akif, bu kuşkusunu Türk istihbaratına bildirir.

Teşkilat-ı Mahsusa, mektupları inceletmek üzere kimyager Avni Refik (Bekman) Bey''e verir. Özel solüsyonla yapılan laboratuvar incelemesi sonunda mektupların görünmez mürekkeple şifreli olarak yazıldığı anlaşılır.

Sagir''in mektuplarında, Mustafa Kemal''in yaşantısı, evinden hangi zamanlarda dışarıya çıktığı, otomobille nerelere gittiği, otomobilin hızı, otomobiline kimleri aldığı ve arkadaşlarının kimlerden oluştuğu gibi detaylı bilgiler vermekteydi.

Milli Mücadele devam ederken, O, Ankara''ya gelerek Mustafa Kemal''e yakın kişilerle ilişki kurup, aralarına sızmıştı.

Ankara''da herkesle dost gibi görünüyor, casus olarak bilgi topluyor, Mustafa Kemal Paşa''yı öldürmek için fırsat kolluyor ve mektuplarıyla İngilizlere gelişmeleri bildiriyordu.

Hain amacı, İngilizlerin isteğiyle Mustafa Kemal Paşa''yı ortadan kaldırmak ve Milli Mücadele''yi başarısızlığa uğratmaktı.

Kütahya milletvekili Cevdet Barlas, Elazığ milletvekili Hüseyin Gökçelik, Cebelibereket milletvekili İhsan Eryavuz ve Antep milletvekili Ali Kılıç''tan oluşan Ankara İstiklâl Mahkemesi heyeti tarafından sorgulandı. 

Sorgusunda, İngilizler tarafından Mısır, İran ve Afganistan gibi Müslüman ülkelere gönderildiğini, Türkiye''ye de aynı amaçla geldiğini söyledi.

İngilizlere karşı mücadele eden Afgan Emiri Habibullah Han''ı İngiliz istihbarat servisinin emriyle 19 Şubat 1919''da bir suikast ile gizlice öldürdüğünü ve oradan kaçırıldığını itiraf etti.

Bu suikast eyleminde başarılı olduğu için İngilizler tarafından Mustafa Kemal''i de öldürmekle görevlendirildiğini ve bu nedenle Anadolu''ya geldiğini söyledi. 

Mahkemede, Türk vatandaşı olmadığı için ''vatana ihanetten'' yargılanamayacağını söyler. Bu savunma işe yaramayınca "Beni siz yetiştirseydiniz, size hizmet ederdim" der.

Mustafa Sagir, Ankara İstiklâl Mahkemesi heyeti tarafından casusluktan suçlu bulunarak idama mahkûm edildi.

İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon, İstanbul''da bulunan İngiliz Yüksek Komiseri Sir Horace Rumbold, Hintli Ağa Han ve daha birçok yetkili devreye girerek Mustafa Sagir''in serbest bırakılmasını ister. Büyük Millet Meclisi Hükümeti ve mahkeme heyeti bu isteklere itibar etmez.

İdam kararının infazından önce, Mustafa Sagir, son arzu olarak, İstanbul''daki İngiliz Konsolosluğu''na bir mektup yazar. Hapisteki bavulunun konsolosluğa verilmesini ister. Yazdığı mektupta; "Bütün söylediklerim yalandır. Ben son dakikamda dahi görevimi yaptım" der.

İngilizlerin ısrarlı çabalarına rağmen Sagir, 24 Mayıs 1921 günü sabaha karşı 04:30''da Ankara''da Karaoğlan (bugünkü Ulus) Meydanı''nda asılarak infaz edilir.

Hakimiyeti Milliye Gazetesi 25 Mayıs 1921 tarihli baskısının birinci sayfasından idam haberini yorumsuz şekilde "Dünkü idam: Mustafa Sagir asıldı" başlığıyla verir.

 

 

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları