Son dönemde ekonomik belirsizlikler ve artan enflasyonla birlikte, Türkiye'deki emekliler ve çalışanlar için hayat giderek zorlaşıyor. Ardı arkası kesilmeyen zamların etkisiyle, hem en düşük emekli aylığı hem de asgari ücretin alım gücü ciddi şekilde azaldı.

Mart ayı verilerine göre, en düşük emekli aylığının alım gücü 8 bin 691 liraya gerilerken, asgari ücretin alım gücü de 17 bin 2 liralık seviyeden 14 bin 777 liraya geriledi. Bu rakamlar, ekonomik dengelerin ne denli sarsıldığını ve vatandaşların cebindeki paranın giderek eridiğini gözler önüne seriyor.

Emekliler, yıllarca ülkeye hizmet etmiş bireyler olarak hak ettikleri yaşam standartlarını sağlayamaz hale geliyorlar. Ekonomik zorluklarla mücadele etmek zorunda kalan bu kesimin, sağlık, gıda ve diğer temel ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çektiği açıktır. En düşük emekli aylığındaki bu düşüş, emeklilerin yaşam kalitesini olumsuz etkilemekte ve sosyal dengelerin bozulmasına yol açıyor.

Diğer yandan, asgari ücretle geçimini sağlayan çalışan kesim de benzer bir durumla karşı karşıya. Zamlarla birlikte asgari ücretin alım gücünün azalması, çalışanların geçim sıkıntılarını artırıyor ve sosyal huzursuzluğu tetikliyor. Çalışanlar, artan fiyatlar karşısında maaşlarının yetersiz kaldığını ve temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını dile getiriyorlar.

Bu noktada, ekonomik istikrarın sağlanması ve enflasyonun dizginlenmesi büyük önem taşıyor. Ancak, bu hedeflere ulaşmak için yapısal reformlara ve etkili politikalara ihtiyaç var. Gelir adaletinin sağlanması, en düşük maaş ve emekli aylıklarının insanca yaşam standartlarını karşılayacak seviyeye yükseltilmesi önemli adımlardan biri olacak. Bu da Temmuz ayında iktidarın görevi haline geliyor.