OKB – Din ve Ahlak
Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), genellikle bulaşma, kontrol etme ve zarar gibi çeşitli temalarla kendini gösteren karmaşık bir psikolojik sağlık durumudur.
Bununla birlikte, OKB'nin daha az bilinen bir başka tipi de dini ve ahlaki inançlarla iç içe geçme şeklidir.
Bu kesişimde kişilerin inançları, ahlaki ve etik değerleri, OKB’nin bilişsel, duygusal ve davranışsal boyutlarıyla iç içe geçer.
OKB tipik olarak genetik, çevresel ve nörobiyolojik faktörlerin bir kombinasyonundan ortaya çıkar.
Ancak OKB din ve ahlakla kesiştiğinde, bu kökler genellikle kişinin yetiştirilme tarzı, kültürünün dini ve ahlaki değerlendirmeleri ve kişisel deneyimlerinden kaynaklıdır.
Genetik olarak anksiyete bozukluklarına yatkın bireyler OKB’ye duyarlı olmaları nedeniyle, birçok insana göre sıradan ritüeller ve değerler olan bu öğrendikleriyle OKB’sini besleyebilir.
Ancak yine de ister bulaşma ve temizlik, ister zarar ve denetleme isterse de dini ve ahlaki olsun OKB hep aynı şekilde çalışır.
Dini OKB bağlamında, bireyler günah işlediklerinden veya daha yüksek bir gücü memnun etmediklerinden korkarak kompulsif davranışlara girişirler.
En yaygın görülen obsesyon, namaz veya abdest gibi ibadetle ilişkili davranışlarında hata yapmakla ilgilidir.
Namaz abdesti alırken sırayı kaçıran kişi “Tanrı’nın onu cezalandıracağı” ile ilgili takıntılı bir düşünce ile dehşete düşebilir. Böylece, tekrar tekrar abdest almaya girişerek, yani kompulsif davranışını hayata geçirerek rahatlamaya çalışır.
İbadetlerin yanında bilerek veya bilmeyerek bir günah işlemiş olmaya yönelik takıntılı bir değerlendirme yapılabilir. Örneğin, birinin eşyasını veya başarısını kıskanmış olmanın büyük bir günah olacağı ve başına geleceklerin tamamen bununla ilişkili bir cezalandırma olacağını düşünebilir.
Ayrıca bu tip obsesyonlarda, Tanrı’nın varlığını sorgulama ve dinden çıkma gibi durumlara yönelik takıntılı bir odak vardır. Bu nedenle, örneğin kişi müslüman ise kelimeişahadeti tekrarlı bir şekilde seslendirerek kompulsyonu tamamlar.
Dini değerlendirmelerin yanında, ahlaki olarak da doğru ve yanlışa yönelik kaygılı bir inceleme söz konusudur. Sınavda kopya çekme isteği vb. gibi ahlaki bir şekilde değerlendirilebilecek tüm davranışlardan kaçınılmaya çalışılır.
Elbetteki ortak duygu, anksiyete yani kaygıdır. Bununla birlikte, bu tip OKB’de utanç ve suçluluk da şiddeti yoğun duygulanımlardır.
Görüleceği üzre, kişilerin ve hatta kitlelerin bazı değerleri bile kolayca OKB’ye besin olabilir. Birinin dini ritüeli, Tanrı’sıyla ilişkisi, toplumsal bir norm veya ahlaki bir kanı bile takıntılı ve zorlantılı bir yaşamı doğurabilir.
O nedenle aslında yaşantılarımızda değerlerimizi de düşünürken zihnimizin ve davranışlarımızın bunlara nasıl tepkiler verdiğine yönelik içgörü kazanmamız çok önemlidir.